Gönderen Konu: Aydin DoĞan, Ufuk GÜldemİr'İ Anlatti 07.06  (Okunma sayısı 279 defa)

Çevrimdışı J@koß

  • 5. SINIF UYE
  • *
  • İleti: 813
  • Puan 1000
  • David ViLLa
    • Profili Görüntüle
Aydin DoĞan, Ufuk GÜldemİr'İ Anlatti 07.06
« : 07 Haziran 2008, 10:39:06 »

Aydın Doğan, Milliyet’teki görevi sırasında, geçen yıl vefat eden Habertürk Televizyonu’nun kurucusu gazeteci Ufuk Güldemir’e Levent’te bir ev satın aldığını, gazeteden ayrılmasının ardından kendisinin hiçbir zaman talep etmemesine rağmen Güldemir’in ısrarla evin borçlarını kendisine ödediğini açıkladı.
DOĞAN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, geçen yıl vefat eden gazeteci Ufuk Güldemir anısına arkadaşlarının 10 Haziran’da yayınlayacağı gazete için eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Melih Meriç’e röportaj verdi. Aydın Doğan, "Ufuk, pırıltısı olan, ışıltıları olan, yaratıcılığı olan, dürüst, atak, kararlı, gözükara, yılmadan çalışan cesur bir adamdı" dedi. Aydın Doğan şöyle anlattı:


Milliyet’in başına pırıltısı, zekası olan, mesleğin içinden gelen, etik kurallara riayeti olan atak bir gazeteci ararken birçok kişinin tavsiyesi üzerine Ufuk Güldemir’e teklifte bulundum. Teklifi "Abdi Bey’in koltuğudur bu" diyerek kabul etti. Güldemir’in Milliyet’ten ayrılmasına da çok üzüldüğüm ancak ayrıldıktan sonra aramızda hiçbir kırgınlık, küskünlük veya aleyhte konuşma olmadı. Güldemir, gazeteci patron olmanın avantajını kullanarak kurduğu Habertürk Televizyonu ve internet sitesinde de başarılı oldu.

Parlak bir gazeteci

Ufuk, bir defa insan olarak fevkálade güven verirdi insana. Gazeteci olarak pırıltıları, yaratıcılığı olan parlak bir gazeteciydi. Bir de çok değişik yönleri vardı. Ben 30 yıllık hayatımda birçok gazete yöneticisi, gazeteciler gördüm. Bir gazeteden ayrılıp bir başka yere gittiklerinde hep ayrıldıklarını zemmederler, aleyhinde konuşurlar. Doğru bir şey değil bu. Ufuk’la o gün beraber çalıştığımız dönemdeki dostluk ilişkilerimiz neyse ayrıldıktan sonra da, hatta daha da pekişerek devam etti.

Medyanın yaramaz çocuğu gibi bir yönü vardı, zaten özelliği de oradan geliyordu. Ele avuca sığmayan bir yönü vardı. Keşke bize rakip olacak kadar daha da büyütseydi işlerini. Öyle ahláklı insanın rakip olmasından çok keyif alırım.

Bu parayı ödeyeceğim

Ufuk Milliyet’e geldiğinde ona bir ev almıştım. Ona özel bir jest değildi. Daha evvel Umur Talu’ya da almıştık, Doğan Heper’e de almıştık... Milliyet’ten ayrıldı. Gitti, dostluğumuz devam ediyor. Ben Ufuk’un bir borcu olduğunu falan hiç düşünmedim. Yani böyle bir beklentim de yok. Ufuk’tan bir gün bir mektup geliyor. Bizden ayrıldıktan sonra Star’a gitmişti. Oradan aldığı parayı bana gönderdi. Dedi ki "İlk fırsatta kalanı da ödeyeceğim." Telefon ettim; "Ufuk teşekkür ederim ama ben bu parayı sana, geri almak için vermedim. O senin hakkındı" Dedim. O, "Yok efendim, siz bu evi bana çalışmak için aldınız. Şu veya bu şekilde ayrıldım. Şimdi ben bu parayı ödeyeceğim size" dedi.

Ben, samimiyetle ödesin beklentisinde olmadığım gibi, acaba ben mi bir töhmet altında kalıyorum diye düşündüm. "Yahu kardeşim, senin bana böyle bir borcun yok. Sen bana bir süre hizmet ettin. O süre içinde güzel çalıştın" dedim. Fakat o bu keyfi, bu zevki tatmak istiyordu. Ve ödedi de.