Gönderen Konu: 'Türkiye kök hücre için yasa çıkarmalı'  (Okunma sayısı 481 defa)

Çevrimdışı -CARLOS-

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 15.282
  • Puan 100
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
'Türkiye kök hücre için yasa çıkarmalı'
« : 03 Haziran 2008, 15:06:17 »
  'Türkiye kök hücre için yasa çıkarmalı'
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr Erkut Attar, kök hücre çalışmalarının insanlığın geleceği olduğunu belirterek, ''Kök hücre çalışmalarında yasaların daha zamana ve ülkenin koşullarına uygun olarak gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum'' dedi. Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi'nde başlayan "3'üncü Ulusal Klinik Pratikte Kök Hücre ve Gen Tedavisi" Kongresi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Attar, "Artık klasik tedaviler yetersiz kalıyor. Kanserde kemoterapi, radyoterapi yetersiz kalıyor. Biz 5-10 yıl sonra bütün tedavileri unutacağız. Bütün tedaviler biyolojik tedavi ağırlıklı olacak." diye konuştu.

Attar, kongreye 300'ün üzerinde katılımcının geldiğini ve 10'u yurtdışından olmak üzere 70 öğretim üyesinin katıldığını kaydetti.

Kongrenin 3 ana unsuru bulunduğunu belirten Attar, bunların değişik branşlardan bilim adamlarını bir araya getirmek, eğitim ve hukuksal ve etik konuları ele almak olduğunu ifade etti.
Kök hücre konusunun çok geniş bir alan olduğunu ve farklı branşları ilgilendirdiğini kaydeden Prof. Dr. Attar, hematologların (kan hastalıkları uzmanı), biyologların ve doku mühendislerinin yakın çalışma içerisinde olması gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Attar, embriyotik kök hücrenin, tüp bebek laboratuvarlarından, hayvanlardan, anne karnında gelişmekte olan bebekten ve kordon kanından elde edildiğini belirterek, Sağlık Bakanlığının 2005 yılında aldığı bir kararla embriyotik kök hücre araştırmalarını sınırlandırdığını hatırlattı.

Türkiye'de 2004 yılından önce kordon kanı konusunda bir kaos bulunduğu ve bu konuda ciddi sömürülerin olduğunu kaydeden Attar, "Halk yanlış bilgilendirildi. Kordon kanı sanki bebeğin sigortası gibi ifade edildi" dedi.

"Kök hücre her derde deva gibi sunuldu"

Embriyotik hücre araştırmalarına sınırlama getirilmesine rağmen, kök hücre tedavisi konusunda sömürülerin devam ettiğine dikkati çeken Prof. Dr. Attar, "Kök hücre her derde deva gibi sunuldu.
Özellikle dejeneratif beyin hastalıkları, Alzheimer, EMS hastalığı, omurilik yaralanmaları, bu gibi hastalıklara sanki kök hücre verildiği zaman tedavi edilecekmiş gibi, diyabeti hemen giderecekmiş gibi, karaciğer yetmezliklerinde çok yeni bir tedavi alternatifi gibi ön plana çıktı.

Kısırlık konusunda yumurta bulunmayan, sperm bulunamayan olgularda işe yaradığı konusunda bilgiler üretildi. Kök hücre tedavileri Türkiye'de durduruldu, ama el altından yapılmaya devam etti. Eski Doğu Bloku ülkelerinden gelen ve bu işi yapan kimseler olduğu söylendi.

Bunların yüksek paralar karşısında bu hastaları tedavi ettikleri söylendi. Bu hastalar büyük paralar karşılığında Çin ve Rusya gibi ülkelere götürülerek denek oldular ve ne olduğu bilinmeyen tedavilere maruz kaldılar."

Embriyotik hücre araştırmalarında sınırlama

Prof. Dr. Erkut Attar, kongrenin bir amacının da insanlara doğru şekilde kök hücre tedavisinin nerelerde uygulandığını anlatmak olduğunu bildirdi.

Türkiye'de kök hücre çalışmaları konusunda sağlıklı olarak tartışılmadan çok acil karar verildiğine inandığını belirten Attar, "Etik ve çeşitli düzenlemelerin olduğu bir ortamda bence bu çalışmalar çok sakıncalı değil. Bunun bir ortasını bulmak lazım. Bu konuları akademik ortamda tartışıp öyle değerlendirmek lazım" dedi.
Prof. Dr. Attar insandan elde edilen embriyotik kök hücrelerinin özellikle ilaçların toksitesini test etmede, farmakolojik bazı maddelerin denenmesinde son derece önemli olduğuna dikkati çekti.

Sağlık Bakanlığının hiçbir şekilde embriyotik kök hücresine dokunmaya müsaade etmediğini ifade eden Attar, Türkiye'nin esasında gerek hücre tedavileri gerekse biyoteknoloji konusunda oldukça iyi noktada olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Attar özellikle tüp bebek konusunda Türkiye'nin yayın üreten 5'inci ülke olduğunu belirterek, "Eskiden biz yurt dışına hasta gönderirdik. Şimdi tüp bebek alanında bize İngiltere'den, İtalya'dan, Almanya'dan hasta geliyor. Kliniklerimizde başarı oranlarımız çok yüksek" diye konuştu.
"Klasik tedaviler yetersiz"

"Kök hücre çalışmaları insanlığın geleceği" diyen Prof. Dr. Attar, şöyle devam etti:

"Çünkü biliyoruz ki artık klasik tedaviler yetersiz kalıyor. Kanserde kemoterapi, radyoterapi yetersiz kalıyor. Biz 5-10 yıl sonra bütün tedavileri unutacağız. Bütün tedaviler biyolojik tedavi ağırlıklı olacak. Kanser tedavisi tamamen laboratuvar ağırlıklı olmaya başlayacak, hatta bireysel olacak.
Tıp bir süre sonra şekil değiştirecek biz bunların gerisinde kalamayız. Dolayısıyla bu tip çalışmaları kısıtlarken veya bunların etik kurullarını oluştururken, bu kurulların homojen olarak oluşturulması, sağlıklı düşünerek karar verilmesi, acele edilmemesi gerekir.

O dönem belki bu sınırlama doğruydu ama bundan sonraki dönemlerde kök hücre çalışmalarında yasaların daha zamana ve ülkenin koşullarına uygun olarak gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum."

Çevrimdışı Sinoplu57

  • Osc Admin
  • 1. SINIF ÜYE
  • *******
  • İleti: 17.625
  • Puan 291
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
'Türkiye kök hücre için yasa çıkarmalı'
« Yanıtla #1 : 04 Haziran 2008, 03:30:37 »
pylaşım için saol

Çevrimdışı black_tower91

  • 4.SINIF UYE
  • **
  • İleti: 2.472
  • Puan 48
  • Cinsiyet: Bay
  • DAvid Villaa
    • MSN Messenger - black_tower91@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
'Türkiye kök hücre için yasa çıkarmalı'
« Yanıtla #2 : 10 Haziran 2008, 15:05:48 »
saol