Gönderen Konu: Bakandan doktor sıkıntısı alarmı  (Okunma sayısı 555 defa)

Çevrimdışı Sinoplu57

  • Osc Admin
  • 1. SINIF ÜYE
  • *******
  • İleti: 17.625
  • Puan 291
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
Bakandan doktor sıkıntısı alarmı
« : 06 Şubat 2008, 00:27:35 »
Bakandan doktor sıkıntısı alarmı
Sağlık Bakanı: Avrupa'da doktor başı kişi sayısında sondan ikinci sıradayız, öğretim üyesi başına en az öğrenci de yine Türkiye'de.

Ülkenin yakın geleceğinde hekim sıkıntısı yaşanacağı alarmını veren kişi, Sağlık Bakanı olunca ortaya hem tuhaf bir tablo çıkıyor, hem de ciddiyeti artıyor. AK Parti'nin 22 Temmuz'daki seçim başarısında ciddi payı olduğu Ankara'da genel kabul gören Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Radikal'e yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin önündeki on yıllarda sağlık açısından en büyük riski hekim yetersizliği. Bunu 9'uncu Kalkınma Planı'na da aldık. Ancak aşamadığımız sorunlar var" dedi. Akdağ'ın bir yandan sağlıkta ikinci beş yıllık eylem planını ABD dönüşü ardından Başbakan Tayyip Erdoğan'a sunmaya hazırlanırken, diğer taraftan hekim sıkıntısı tehlikesinden söz etmesi ortada bir çelişkinin yaşandığını gösteriyor.

'Hasta ilgi görmüyor'
Bakan Akdağ bu tabloyu ve yaşanan sıkıntının kaynağını şöyle açıklıyor: "Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Bölgesi'ne bağlı 53 ülke var. Doktor başına düşen kişi sayısında, sadece Arnavutluk'un, o da az farkla önünde 52'nci sıradayız. Avrupa ortalaması 100 bin kişiye 300 hekim; bizde 150. Bu durumda ne doktor hastayla gerektiği gibi ilginecek zaman bulabiliyor, ne de hasta gerektiğince ilgi görebiliyor.

Sorunumuz tıp eğitiminde. Türkiye'de tıpta öğretim üyesi açısından sorunumuz yok, sorun öğrenci sayısında. Almanya'da bir öğretim üyesine 22 öğrenci, Fransa'da 12 öğrenci düşüyor. Türkiye'de bir öğretim üyesine 3.6 öğrenci düşüyor. Yani öğretmen çok, öğrenci yok. 1986'da Türkiye'deki tıp fakültelerinde 1870 öğretim üyesine her yıl 5 bin öğrenci eğitim alıyorken, şimdi 9 binden fazla öğretim üyesi var, 4 bin 500 öğrenci eğitim alıyor.

Üniversite sınavlarında tıp fakültelerine daha fazla öğrenci alınması yolunda YÖK'e başvurularımıza yanıt alamıyoruz. YÖK'le diyaloğumuz yok. Daha önceki başkan Kemal Gürüz'den randevu talep ettim, alamadım. Sayın Erdoğan Teziç'le bir kere telefonda konuştum. "Hocam, siz 15 sene sonra YÖK başında olmayacaksınız, ben de bakan olmayacağım. Ama 15 sene sonra Türkiye'de yeterli hekim kalmayacak" dedim. Teziç bana YÖK'ün hükümetle olan kadro anlaşmazlıklarından söz etmeye başladı. Bir yere varamadık.

YÖK'ün daha fazla öğrenci almayı kabul etmesi durumunda, mekân sorununu aşmak için önlemler düşünüyoruz. Sağlık Bakanlığı'na bağlı kamu binalarını tıp fakültelerinin kullanımına vereceğiz; Batı'daki örnekleri inceledik, gerektiğinde onlar da öyle yapmışlar. Daha fazla hekim yetiştirmek zorundayız. Tıp eğitimi uzun, bugün başlasak sonucu altı-yedi yıl sonra alabileceğiz.

Öğretim üyeleri sistemine yönelik önlemler düşünüyoruz. Öğretim üyelerinin hastanelerde özel muayene, ameliyat yapmalarına yönelik önlemler alacağız. Uzman doktorlar gibi, ya özel, ya hastane hizmetini tercih etmelerini isteyeceğiz. Tabii üniversitelerde kalanların döner sermaye paylarını artırmaya yönelik önlemler de var."

Sağlık Bakanı Akdağ'ın söyledikleri üniversitelerde yankı bulacak, tartışmaya yol açacak türden. Verdiği rakamlar çarpıcı. Türk Tabipleri Birliği yıllardır tıp fakültelerindeki eğitimin niteliğinden haklı olarak yakınıyor. Ama bunun sonucu eğitim kalitesinin yükseltilmesi değil, öğrenci sayısının yükseltilmemesi oluyor.