Gönderen Konu: DoĞu'nun Yaygin Maymunlari:  (Okunma sayısı 452 defa)

Çevrimdışı Sinoplu57

  • Osc Admin
  • 1. SINIF ÜYE
  • *******
  • İleti: 17.625
  • Puan 291
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
DoĞu'nun Yaygin Maymunlari:
« : 01 Şubat 2008, 14:55:52 »
DoĞu'nun Yaygin Maymunlari:
KUTSAL MAYMUN» veya öbür adıyla «vanderu» diye tanınan «yaprak maymunu» veya «langur» (Bilimsel adı: Presbytis) Doğu'nun en yaygın maymunudur. Çin ile Hindistan arasındaki Doğu Hint Adaları'nı da içine alan bölgede bu maymunların tam elli altı türüne rastlanır. Bazıları çok yükseklerde yaşarlar. Meselâ, «Himalaya languru» dağların 3.500 metre yükseklerindeki soğuğa dayanır.
Languriar, Afrika'nın «genon» ların az çok benzerler. Dar ve uzun elleriyle ayaklan, uzun ve düz kuyrukları ve ince yapıları ağaçlann üzerinde yaşamalarına elverişlidir. Afrikalı akrabalarından, daha kısa olan başparmaklarından ötürü ayrılırlar. Yiyecek depo etmeye yarıyan avurt keseleri de yoktur.
Langur, sık ormanlarda büyük bir hızla yol alabilir, büyük bir kolaylık ve ahenkle uzun mesafelere atlar ve bu hareketlerinde elleriyle ayaklarının cisimleri kavrıyabüme yeteneğinden yardım görür. Bu maymun bir sıçrayışta iki ağacın arasındaki 6 veya 9 metrelik uzaklığı aşabilir. Bir ağacın tepesinden 12 veya 15 metre aşağıdaki bir dala atlamakta güçlük çekmez. Atlayış tarzı insamnkine benzer. En yakın dalı yakalamak için ellerini uzatmış olur.
Anne langur tek yavru doğurur. Annesinin göğüs bölgesindeki kıllara asılır. Böylece annesinin her gittiği yere o da gider; langur, ağaçtan ağaca atlarken yavru, annesini minik elleri ve ayaklariyle daha sıkı kavrar. Anne langur'un, bazan genon'un da yaptığı gibi, yavrusunu eliyle tuttuğu olur.
Langur'ların arasındaki toplum

hayatı umumiyetle düzenli ve sakindir. Bu maymunlar kavgacı değillerdir, yiyecek uğruna birbirlerine girmezler. Genel olarak yaprak yerler («yaprak maymunu» adı bundan ileri gelir). Fakat arada meyva, çiçek ve tohumla da yetinirler. Bazan köylere sokularak insanların kendilerine verdikleri yiyecekleri dostça kabul ederler. Hayatlarından memnun oldukları vakit, ahenkli ve şen bir sesleri vardır. Korktukları zaman gırtlaklarından, tehlike işareti yerine geçebilecek acı bir çığlık kopar. Bu seslenişle soydaşlarına en korkunç düşmanları olan leopar'ın, yahut kaplanın yaklaştığını haber verirler.
Langur güzel bir hayvandır: Langur'lardan bazıları cidden güzel hayvanlardır. Meselâ, «duk» denilen bir tanesinin pembe bir yüzü, siyah elleri, beyaz kolları, yanakları, boynu ve siyah bir yakası vardır. Bu maymunun kuyruğu vücuduyla aynı uzunluktadır. Seylân Adası'nda bulunan «vanderu» öbür adıyla «mor suratlı langur» beyazla karışık bir siyah renktedir ve çenesinin altından kulaklarına kadar uzanan bir yakası vardır.
Langurtarın renkleri genel olarak siyah ile kahverengi, kızıl, sarı, gri ve beyaz arasında oynar. Tepesinde, ortaya doğru sivrilen bir hotoz vardır.
Kutsal maymun: Langur'larm en meşhuru «Hanuman» dır. (Bilimsel adı: Presbytis entellus). Bu iri maymunun vücudu soluk bir sarımsı renktedir. Elleri, ayakları ve yüzü ise siyahtır. Uzun kuyruğunu sırtının üzerinde kıvırarak dolaşır ve vatanı olan Orta Hindistan'da hiç kimseyi umursamaz.
Hanuman, kutsal bir hayvan olarak kabul edilir. Rüzgâr ile Maymun Peri'nin oğlu olan Hanuman adında bir atasının, Seylân'ı zaptetmek istiyen Tann Rama'ya bir iyiliği dokunmuştu. Hindular o zamandan beri bu maymunu besler ve korurlar. Hanuman, çok zaman Hindistan'ın gezgin evliyaları ve din adamlarının beraberinde bütün memleketi dolaşır.
Bu maymunun başlıca gıdası meyvalar, tohumlar ve yapraklardır. Kendisine kimsenin dokunmayacağına emin olduğu için, güpegündüz hiç çekinmeden meyva bahçelerine baskın yapar. İnsanlardan korkması için sebep olmadığından, kalabalık veya küçük sürüler halinde köyden köye gider ve bilhassa tapınaklara serbestçe girer, çıkar. Mahallî kavgalarda önemli bir rol oynar. Komşusundan intikam almak istiyen yerli, yağmur mevsiminde o kimsenin damına bir avuç pirinç savurur. O zaman maymunlar araya giren pirinç tanelerine ulaşmak için o damın bütün kiremitlerini sökerler.
Bu maymunlar tam manasiyle baş belâsı olmakla beraber, onlara zarar veren kimsenin de hayatı tehlikeye girer. JHindistan, İngiliz hâkimiyetindeyken, dindar Hindular arada sırada İngilizler'den, köylerini hanuman âfetinden kurtarmasını rica ederlerdi. Hayvanlara K kendilerinin dokunmalarına dinleri engeldi. Bu istek üzerine bu maymunlar sürüsüyle esir edilir ve komşu şehirlere salıverilirdi. Fakat bu şehirlerin halkı da vakit kaybetmeyerek onları tekrar yakalar ve geldikleri yere iade ederlerdi.