Amacı yarıştırmaktan çok eğlendirmek ve güldürmek olan World Racing oyununu oynayıp gülmekten yerlere yatmaya -mübalağ sanatı- ne dersiniz?
Aslında herşey çok güzel başlamıştı.. İlk oyununu oynamadığım için tamamen fikirsiz olarak henüz 2. oyun çıkmadan önce yayımlanan tanıtım sürümünü indirdim ve bilgisayarıma kurdum. İçimden "Acaba beni ne karşılayacak?" diye heyecanla düşünürken aynı zamanda kendi kendime cevap verebilme yeteneğimi de kullanarak "Oyun tabiî ki salak! Vampir çıkacak değil ya yarış oyunu bu!" diye düşündüm. Ardından tanıtım videosu izleyemeden -e video olmayınca izleyemiyorsunuz hâliyle- ana menüye geçtim veee o da ne! Orada ne olduğunu A.B.D.'den yeni dönen arkadaşım şöyle tasvirliyor: "Aman Tanrım lanet olsun bu lanetolasıca yarış oyununa da canı cehenneme bir kadın koymuşlar!" Evet öyleydi ve ben de gözlerimi kapatıp terbiyemi takınarak hemen oyun türlerinden birini seçtim: Single Race, Career.
Demomuzda İtalya'dan 2 parkur ve 2 de Skoda araç bulunuyor arkadaşlar. Yukarıda belirttiğim oyun türleri de bu seçenekler üzerine kurulu olarak işliyor. Career modunda her zamanki gibi yarışları kazanarak kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz fakat demoda bu pek mümkün olmuyor çünkü 2 yarışta oyun bitiyor. Single Race bölümünde ise oyun türleri üçe ayrılıyor. Tek yarış, serbest mod ve antrenman modu. Tek yarışta elimizdeki 2 parkur ve 2 araçtan birini seçiyoruz ve yarışımızı yapıyoruz, serbest modda diğer iki parkurdan ve genel olarak şehirden oluşan alanda boş gezenin boş kalfası gibi geziyoruz, antrenman modunda ise tahmin edebileceğiniz gibi ısınma turları atıyoruz. Isınma turları atmanızı kesinlikle tavsiye ediyorum çünkü araç kontrolü bayağı zor olmuş. Örneğin sağ tuşa tek bir dokunuşumuzda dahi aracımız -Skoda- 90 derecelik açı değiştirebilir. Dolayısıyla sürüş motoru hiç gerçekçi değil, aynı şekilde keyifli ve zevk verici de değil. Hele hele NFS: Most Wanted'dan sonra hiç değil!
Yazının girişinde neden "Amacı yarıştırmaktan çok eğlendirmek ve güldürmek olan" dediğime gelirsek: Oyun beni neşeye boğdu arkadaşlar. Bunun nedenlerini tek tek saymak isterdim ama tekrar boğulmak istemiyorum, bir kedi olduğum için dokuz canım var ve hepsini bu yazıda harcamak istemiyorum ehkikiki. (Rezil espri gülme efekti) Bir kere oyunun oynanışı çok komik! Parkurlarda bizim dışımızda sivil araçlar da oluyor ve bu sivil araçların yolda ilerleyiş şekilleri bir kangurudan farksız! Zıplayarak ilerliyorlar! Hâtta bir ara yolda durup bir tanesini izleyeyim dedim, herif zıpladı zıpladı zıpladı sonunda zırank uçurumdan aşağı atladı eheuhe. Ayrıca diğer araçlara vurduğumuzda herifler 100 metre falan ileri uçabiliyorlar. Aynı şekilde biz de 120KM hızla gitsek bile koca bir kayaya çarptığımızda sanki yaya çarpmış gibi aynı hızla geri uçabiliyoruz. En komik noktayı ise saldım çayıra mevlam kayıra hesabına parkur dışına çıktığımda gördüm: Çayırda otlayan ineklere vurup onları bir varil gibi sürükleyebiliyoruz... Çok ciddiyim...
Hee şimdi gerçekten ciddi olmak gerekirse oyundaki bazı şeyler de çok hoşuma gitmiş durumda. Mesela sınırsızlık. Kesinlikle herhangi bir bariyeri aşamamak gibi bir olay yok. Yeterli hız ve imkânlarda bariyerlerin üstünden geçip yol dışına çıkarak kendi çapımızda eğlenebiliyoruz ve bu yarışlar sırasında bize kestirme yol şansı da doğruyor. Ayrıca yol kenarlarında duran reklam panolarına da aynı ineklere yaptığımız gibi sürükleme işlemi uygulayabiliyoruz. Hoşuma giden birbaşka şeyse aracımız lisanslı olmasına rağmen hasar mekanizmasının varolması. Tabiî bu mekanizma ne kadar gerçekçi tartışılır fakat hiç yoktan iyidir. Aracımız çok hasar aldığında veya benzini bittiğinde gerekli istasyona gidip ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Dikkatimi çeken birbaşka şeyse araç yıkatma olayı oldu. Bu tip tamir etme olayının olduğu oyunlarda otomobilimiz tamir edildiğinde cillop gibi olurdu fakat World Racing 2'de aracı 50 kere tamir ettirseniz de kirli duruyor. Ben de ilk önce "Ulan acaba tamir için istasyonun içinden geçmek yetmiyor mu bir tuşa mı basmak lâzım hımm.." diye düşünürken sonra bir baktım arkada araç yıkama bölümü var. İşte oraya uğrayınca araba cillop gibi oluyor.. Bu arada hasar mekanizması sadece yarışan araçlara mahsus, sivil araçlar için hayat rahat..
World Racing 2'nin grafikleri ise vasat durumda arkadaşlar. Aslında NFS: Most Wanted'dan önce oynamış olsaydım oyun için "Yeterli ve hoş grafiklere sahip." diyebilirdim fakat artık çok geç, yarış oyununun ne demek olduğunu gördük bile. Onun için grafikler fazla iyi değil fakat güneşin parıltısı, asfaltın ayrıntısı vb. insanın hoşuna gitmiyor değil. Ses efektleri ise başta güzel gelmesine rağmen sonradan cıvıtıyor. Özellikle sivil bir jipe yaklaştığımızda arı sesinden başka birşey duymuyoruz. Yarışan araçların sesi de gerçeğe yakın değil. Tabiî bir Skoda'dan vahşi sesler (muahah "vahşi ses" ne lan) beklemek yanlış olur ama kardeşim bu kadar da vasat olunmaz ki! Demodaki müzik ise 6 saniyede bir kendini tekrar eden basit bir müzik. O da ilk başta hoş geliyor, 6 saniye sonra cıvıtıyor..
Kıssadan hisse, demonun boyutu küçük bile olsa indirmenize değmez arkadaşlar, beklediğiniz zamana yazık. Ya da yok ya o kadar da değil. İndirin, konuya komşuya gösterir insan güldürürsünüz. Sevaptır..
