Son zamanların en orijinal oyunlarından birisi güme gitmesin diye şekilden şekle giriyoruz
Tron 2.0, 1983’te gösterime giren Tron adlı Disney filminin hikayesini devam ettiren bir First Person Shooter (FPS). Bir bilgisayar programcısının “dijitize” edilerek bilgisayar içine girmesi ve zorba bir yapay zeka tarafından köleleştirilen programları kurtarmaya çalışması konu alınıyordu filmde. Disney deyince aklınıza çocuk filmi gelmesin sakın, sisteme başkaldırı konu alınmıştı filmde. Zamanında görülmemiş derecede bilgisayar efekti (ve neon lamba) kullanılan Tron, gerçekten kült bir filmdi. Tron 2.0 ise filmin hikayesini devam ettirmesinin yanı sıra, 1983’te olmayan ortamlara sokuyor bizi.
Tasarım harikası
Yapımcıların “bilgisayarın içinde olma” fikrini bu kadar iyi verebilmek için çok uğraştıkları belli. Tamamen ışıktan oluşan bir dünyada bulacaksınız kendinizi. Her şey, dokular, silahlar, hatta siz bile ışıktan oluşuyorsunuz. Oldukça değişik göründüğü kesin. Ama oyunun FPS türüne getirdiği tek yenilik, grafikleri değil.
Sadece bölümler değil
Tron 2.0’a harcanan orijinal fikirler sadece bölümlerle kalmıyor, oyunun oynanışında da kendini gösteriyor. Tıpkı filmdeki gibi yanlışlıkla dijitize edilip içine girdiğimiz sistem bir virüs saldırısı altında ve sistem koruması olan Kernel, dışarıdan müdahale edenin biz olduğumuzu zannedip üstümüze geliyor. Yani sadece virüslü programlara karşı değil, sistem koruma programlarına karşı da savaşıyoruz.
Temel silahımız filmdeki disk. Ama bu diskin 3 farklı versiyonu olduğu gibi, enerjimizden yiyen 9 başka silahımız da var. Diski kullanmak ilk başlarda biraz zor gelebilir, çünkü bu diski hem saldırı hem de savunma amaçlı kullanabiliyor ve havada yönünü değiştirebiliyoruz. Ustalaşınca ise bir ICP’nin kafasından diski sektirip bir diğerine kafadan gömmek oldukça zevk vermeye başlıyor.
Lightcycle ve Maddog
Oyunun tek kişilik modunda bazı bölümlerde karşınıza çıkan Light Cycle yarışları, ayrı bir tek kişilik oyun olarak da oynanabiliyor. Çok oyunculu modlardan bahsetmeden geçmek olmaz, çünkü alıştığımız hiçbir şey yok oyunda. Deathmatch, Capture The Flag gibi klasik modların yerine Light Cycle yarışı ve Disc maçları çok oyunculu modları.
Ama tabii her şey...
Şimdiye kadar Tron 2.0 hakkında hep olumlu yazdım ama oyunun çok büyük bir handikapı da var: Herkese hitap etmesi mümkün değil. Tıpkı filmi gibi, Tron’un oyunu da birçok kişi tarafından tuhaf ve anlaşılmaz bulunacak. Ama oyundan kaynaklanan bir şey değil bu, özgün bir oyun yaratabilmek için ancak belli derecede bilgisayarlardan anlayanların hoşuna gidebilecek bir dünya yaratılmış.
Madalyonun diğer tarafındakiler için de uzun zamandır oynadıkları en ilginç oyunlardan birisini oynama imkanı var.
