Gönderen Konu: Spider-Man 3  (Okunma sayısı 921 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Spider-Man 3
« : 10 Ağustos 2007, 21:50:46 »
Kardeşimin isteği üzerine vizyona girdiğinin ertesi günü yolunu tuttuk filminin. Düşünüyorum, diyorum “Oğlum iyidir; Venom var, Kum Adam var, Yeşil Cin ‘Jr.’ var.”, neyseler ile giriyoruz filme. Yarısını yedi yaş altı seyircilerin oluşturduğu solunda seyrediyoruz kendisini; aksiyon, komedi, dram filan…  vasatı aşıyoruz da yapıt, o salondan bebe katili olmadan çıkmak için sabır taşı bayağı bir zorlanıyor. ‘Çizgi roman’ın ‘roman’ı gidiyor, ‘çizgi film’ oluyor; ‘çizgi film’in ‘çizgi’si sallanıyor, ‘film’ oluyor; sonunda da ‘oyun’ geliyor. Beenox yapıyor, Activision dağıtıyor ve biz oyunun filme göre çok daha fazla tat verdiğini görüyoruz daha ilk saniyeden. Filmleri tâkiben piyasaya sürülen oyunlardaki kâliteyi bildiğimiz için hafif bir ‘kendinden eminlik’ var üzerimizde; geçen sene Ultimate’ini de oynamışız babam, daha ne olsun? Giriyoruz işte oyuna böyle, kendimizle konuşarak.

  Oyunun girişte karşımıza gelen bir menüsü yok, yâni onlar istiyorlar ki direkt olaya girelim, benim yaptığım gibi; “Ulan bi’ dur, iki dakika soluklanalım”, yok arkadaş. “Şunu, bunu ayarlayalım.” filan dememize de fırsat vermiyorlar doğal olarak ve konuyu, durumu, karakterleri tanıtan ufak bir film ile oyun için ısınma turları atıyoruz, attırıyorlar. Ardından öncekilerine hiç benzemeyen hareketleri, yetenekleri ile bir nevî dumura uğramamıza sebep olan, hareketleri birkaç tane ile sınırlı olmayan, karşısına çıkan kötüler için türlü türlü kombolar üretebilen, tek kelime ile ‘gerçek’ Örümcek ile tanışıyoruz; onu seviyor, bağrımıza basıyoruz.

REFLEKS VE HİS

  Örümceğin kendine has olayların biri olan ağ fırlatarak seyahât etme eylemi artık çok fonksiyonlu bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Zamana karşı yarıştığınız bölümlerde hızlı bir yolculuğu tercih edebilirsiniz, örneğin. Ve yahut olay farklıdır ve sizin geniş bir alana hâkim olmanız gerekir, bu gibi durumlarda da yüksekten gitmeyi tercih edersiniz. Bunları yapmak önceki oyunlarda mümkündü aslında; fakat dediğim gibi, bu sefer bir hâyli geliştirilmişler. Farklı kombinasyonlar ile istediğiniz her yerinde serbestçe dolaşabildiğiniz şehrin tadını çıkarıyor, gün batımı için yüksek bir noktadan sarkıyor, çayınızı yudumluyorsunuz. Seyahât dışındaki bir diğer önemli husus, ‘kavga’ diye tâbir edebileceğimiz bölümlerdeki gözle görülür ve sevindirici gelişme. İnanın, eğer oyunu oynamadıysanız, aklınıza gelemeyecek kombolar mevcut oyunda. Bunların yanında Örümcek reflekslerinizi hissetmenizi ve kullanmanızı sağlayacak, aksiyon oyunlarında ‘ağır-çekim’ efekt de oyuna ayrı bir tat katıyor. Yine, hemen hemen o tipte bir katkı yapan bir diğer unsur da ‘Örümcek Hisleri’ ki, kendileri görevleri ifâ etme aşamasında oyuncuya büyük destek vermekte.

  Oyunun tekdüze bir şekilde ilerlemeye başlamasını engellemek adına da çalışmalar yapılmış; yapımcıların çok sayıdaki kötü kahramana güvenip bu yola girmemeyi tercih etmemesi bizler için çok sevindirici bir olay tabii. Araya serpiştirilmiş sinematik görevler, oyuncular için ‘kısa süren ama hoş  bir izlenim bırakan’ güzîde yerler. Başka çaresini bulamazlardı ama, bu bölümlerde ekrana hangi tuşu kullanmamız gerektiğini belirten hayvanî boyutlarda işaretler geliyor; yine de sinema tadındalar.

MANHATTAN YOLLARI TAŞTAN
(‘Binaları da kerpiçten’ diyecektim; dövmeyin, tamam.)

  Gelelim güzel adamız Manhattan’a… Örümcek-Adam olarak bütün yükünü sırtımızda hissettiğimiz ada artık çok daha canlı ve garipseyeceğimiz pek bir olay yok. Sâkinlerinin kendi hâllerinde, mülâyim tavırları mest edici. Arada ‘tayt’ımıza takıp laf atan da oluyor tabii ama, Örümcek dediğinde de biraz sabır olacak arkadaş.

  Kahramanımız senaryoya uygun hareket edebildiğini gibi, dilediği zaman, küçük oyunlar ve yan görevlerle hayatına renk katabilme lüksüne de sahip. Küçük oyunlar sayesinde M.J. ile aramızın olduğundan iyiye gitmesini sağlayabiliyor, antrenman yapıp daha da karizmatik bir vücûda sahip oluyor, hayatımıza renk katıp her şeyin kavga, dövüş olmadığını görebiliyoruz. Yan görevler ise şehirdeki saygınlığımızı artırıyor, suç oranını azaltmak nâmına, deyimi yerinde ise birer yol gösterici niteliğini taşıyorlar.

  Spider-Man 3, grafiksel açıdan önceki oyunlara göre çok daha fazla şey sunuyor oyuncunun önüne. Bunun için beklendiğinden biraz daha fazla sıkıyor bilgisayarlarımızı ama, netice de sunum hârika. Yüksek çözünürlük ve detay seviyesine eşlik eden filtrelemeler ile görüntü coşuyor ve kahramanımızı iyiden iyiye ön plâna çıkarıyor. Ayrıca patlama veya çarpışma gibi olayların arkasından öğelerin dinamik hareketi bizi beklediğimizden fazlası ile karşılaştırıyor. Müzikâl açıdan pek bir şey veremeyen oyunumuzun, daha öncekilerde de şikâyet konusu olmuş kamera sapıtmalarını yine, aynen ‘koruduğunu’ görünce üzülüyoruz, kaşlarımızdaki Emrah şeklini silmek için çok çaba harcamak zorunda kalıyoruz. “Bizi niye aşağılıyorsunuz ağbi? Bizim hiç kameramız olmadı ki…”

  Arada nükseden ufak sorunlar dışında beklendiğinden daha iyi olduğunu söylemek mümkün oyunumuzun. Manhattan caddeleri, yok yok, binaları filan… çok seversin, di’ mi Örümcekçik? Gel pisi pisi, faso fiso
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.413
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Spider-Man 3
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2008, 16:33:21 »
açikçasi beğenmedim ben spiderman 3 ü

Çevrimdışı djarum black-

  • 5. SINIF UYE
  • *
  • İleti: 953
  • Puan 17
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
Spider-Man 3
« Yanıtla #2 : 20 Ocak 2009, 14:17:59 »
Bende boşuna indirdim sanki  :(
Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.
Mustafa Kemal Atatürk