Gönderen Konu: Ski Racing 2006  (Okunma sayısı 904 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Ski Racing 2006
« : 10 Ağustos 2007, 21:43:54 »
Sevgili memleketimizde Uludağ gibi bir kayak mekânı olmasına rağmen pek ilgi görmeyen kayak sporunun adının nereden geldiğini herhalde bilmeyen yoktur. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu çalışanları her yabancı isme bir Türkçe isim uydururken "skiing"e ne isim bulacaklarını kara kara düşünürken, o sırada henüz icât edilmemiş olan televizyonda (!) Heidi isimli güzide çizgi dizi başlamıştır ve TDK çalışanları beyin jimnastiğine ara vererek Heidi'yi izlemeye koyulmuşlardır. Heidi'nin o günkü bölümünde, Alp Dağları'nda mevsim kıştır ve her taraf metrelerce kar ile örtülüdür. Daha çizgi dizinin başında, Peter denen Yumurcak kılıklı kerata, süt sağmakta olan Heidi'ye "Çok kral kar yapmış lan gel şu tepeden şöylemesine bir kayak!" demiştir ve o anda televizyonun başındaki iki TDK görevlisi birbirlerine bakarak gülümsemişlerdir. Peter, "skiing"in ismini bulmuştur: Kayak! Biliyorum, saçmaladım; zaten hep yaptığım şey.. Ama oyunumuz cidden de kayak sporuyla ilgili!

  Eminim ki neredeyse hiçbirimiz "Aha Ski Racing 2006 çıkmış hemen alayım!" gibi bir şey söylememişizdir, hiçbirimiz de hevesle bu oyunu beklemiyorduk. Bunun nedeni tabiî ki hem kayak sporuyla ülkece ilgilenmiyor olmamız, hem de şu sıralar piyasaya üst düzey kalitede oyunlar çıkıyor olması fakat biz ilgilenmiyoruz diye elâlemin kayak oyunlarına, Amerikan futbolu oyunlarına ön yargı yapmaya lüzum yok, yapan yapıyor.. Nasıl ki biz ilgilenmesek ve pek oynamasak da EA Sports Madden NFL serîsinde her sene müthiş işler yapıyorsa, JoWood da 2 senedir Ski Racing serîsini başarıyla sürdürmekte. Geçen sene "Ski Racing 2005" ismiyle ortaya çıkan serî, bu sene çok fazla değişiklik yapılmasa da "Ski Racing 2006" ile sürdürülüyor. Genel olarak baktığımızda oyunu Free Run mod'unda yani serbest yarış mod'unda, World Cup mod'unda yani Dünya Kupası mod'unda ve bir de arkadaşlarımızla anlaşarak Multiplayer mod'unda oynayabiliyoruz. Ayrıntıya girecek olursak..

  Çok uzun olmayan bir yükleme süresinden ve gaza getirmese de hoş hazırlanmış olan giriş videosundan sonra basit olarak hazırlanmış bir karakter yaratma ekranıyla karşılaşıyoruz ve kendimize bir profil yaratıyoruz. Surat şekli, vücut boyutları, özellikler gibi seçeneklerin olduğu karakter yaratma ekranında karakterimizi çok şişman yapmak için ve tuhaf biçimler vermek için birkaç yarış kazanıp unlock olayına girmemiz gerektiğini gördüğümde biraz dumura uğradım. Kimin aklına gelir ki karakter yaratma ekranına kilit koymak! Neyse, daha sonra karakterimizin adını soyadını ve milliyetini de belirttikten sonra, ki mevcut milliyetlerin içinde Türk yok, zırank diye oyun ekranına geçiyoruz. Demin de söylediğim gibi istersek Free Run'dan tek tek yarış türlerinden kendimizi sınayabiliyoruz, istersek de direkt World Cup bölümünden dünyaya açılabiliyoruz. Önerim öncelikle Free Run bölümünden biraz antrenman yapıp yarış türlerine ve tuşlara kendinizi alıştırmanız, aksi takdirde World Cup'ta bir güzel rezil olabilirsiniz..

   Oyunda 4'ü ana tür olmak üzere toplam 7 tane yarış türü var. Ana türler Free Run bölümünde ve World Cup'ın istatistiklere yansıyan bölümünde geçerli olurken, diğer 3 ara tür ise oyuna eğlence için dâhil edilmiş olan ve World Cup bölümündeki başarılar ile unlock olan türler. Bunlardan kısaca bahsetmek gerekirse:

ANA YEMEKLER
DownHill: Karların üstüne çizilmiş olan sınırları geçmeden sırayla belirlenmiş olan bayrakların arasından rahatça geçebildiğiniz sürece fazla zor olmayan bu bölümü pek beğenmedim, vasat bir şey işte. Yalnız dikkat edin, parkurların bazı bölümlerinde ciddi atlamalar yapmanız gerekebilir, bu gibi durumlarda fazla sağ sol yapmayın yere düştüğünüz takdirde her tarafınız kırılır ve diskalifiye olursunuz.
Super G: DownHill'e nazaran biraz daha zor olan bu türdeki parkurlarda daha dik yamaçlar ve aralarındaki uzaklık daha az olan bayraklar var, bir sonraki bayrakların arasından geçemeyip 3 saniye ceza yememek için hızımızı yavaşlatan S tuşunu kullanın, ancak bunu her bayrakta yapmayın çünkü amacınız mümkün olduğunca hızlı bir şekilde bayrakları atlamadan parkuru tamamlamak. Zaten kayak sporunun ana teması da budur, gidip de araba yarışı yaparmış gibi hurra 12 tane kayakçı aynı pistte yarışacak değil. Zamana karşı yarışıp daha sonra diğer kayakçılarla zamanımızı karşılaştırıyoruz işte.
Slalom: Geldik benim en çok zevk aldığım türe. Arkadaşlar Slalom'da diğer türlere nazaran daha değişik şekilde hazırlanmış olan çubukların arasından geçerek en mükemmel zamana ulaşmaya çalışıyoruz ancak bu kez daha çevik ve daha atik olmalıyız. Öyle ki, bazen hiç ara vermeden 15 tane yan yana direğin arasından sırayla tıktıktık geçmemiz gerekebiliyor. Bunu anlatmam pek mümkün değil, oyunu oynamanız lâzım.
Giant Slalom: Slalom'a benzeyen fakat direkler yerine bayrakların kullanıldığı bu türe "DownHill-Slalom karışımı" diyebiliriz. Yine Slalom'daki gibi hızlı olmalıyız fakat en az DownHill'deki kadar da rahatız çünkü bayrakların arasındaki mesafe direklerin aralarındaki mesafelerden çok daha uzun. Yine de siz daha bayraklara gelmeden önce dönmeye başlayın, yoksa bir sonraki bayrağı kaçırabilirsiniz. Bunu da anlatamam, kayak sporunu bilenler anlar, yoksa oyunu oynayın öyle anlarsınız.

ARA SICAKLAR
 Ara türleri World Cup mod'unda başarılara imza atarak, unlock etme yöntemiyle oyuna dâhil ediyoruz.
Jump: Adından da anlayabileceğimiz gibi, bir süre hızlı bir şekilde kaydıktan sonra dik bir yamaçtan mümkün olduğunca uzağa atlamaya çalıştığımız bir tür. En sevdiğim ara tür diyebilirim.
Tech: Slalom türü baz alınarak hazırlanan bu ekstra türde Slalom'u anlatırken bahsettiğim 15-20 direkle karşılaşma olayını yaşıyoruz. Görevler "20 saniyede 15 sopa arasından geç!" gibi kıl görevler olabiliyor.
Speed: Yine adı üstünde, verilen parkur boyunca istenen hıza ulaşmaya çalışıyoruz. Saatte 145KM gibi ulaşılması zor hızlar verilebiliyor, bileklerinize kuvvet..
  Şunu da belirteyim, her bir ekstra türün 4 görevi oluyor ve hepsi World Cup'ta başarı elde edildikçe sırayla açılıyor.

 Şu ana kadar hayatımda hiç kayak yapmadığım için (bu Ocak Uludağ'a giderim belki arkadaşa bağlı) oyundaki kayma hissinin ne kadar gerçekçi olduğunu bilemeyeceğim ama sürüşten bayağı zevk aldığımı söylemeliyim. Yani eğer gerçek kayak hissini vermiyorsa da sorun değil, ben bu sürüşten de zevk aldım. Kayak pistlerinin ne kadar gerçekçi hazırlandığını ise tartışmaya bile lüzum yok, çünkü tüm pistler dünyanın çeşitli yerlerindeki gerçek pistlerden uyarlanmış durumda. Ayrıca World Cup'ta rakibimiz olan kayakçılar da gerçek hayatta bulunan profesyonel kayakçılardan oluşuyor. Dedim ya, biz kayakla ilgilenmesek de JoWood yabana atılmayacak bir oyun yapmış.

  Aynı düzenleniş ve tür çeşitliliği gibi, oyunun grafikleri de gayet kaliteli yapılmış. Tamam, belki son zamanlarda çıkan üst düzey oyunlarla yarışacak düzeyde değil ama gidip de bir kayak oyunundan mükemmel kar tasarımı beklemek manyaklık olur. Kar işte lan, düz beyaz doğa olayı.. Her zaman, her pist karla kaplı olsa da, menüden hava şartlarını karlı, güneşli veya bulutlu yapabiliyoruz; bunlara bağlı olarak düzenlenen grafikler de şahane olmuş. Özellikle geceleri karlı havada yapılan Slalom yarışlarında başarıya ulaşmak neredeyse imkânsız bir hâl alıyor. Ayrıca yere düştüğümüz takdirde sağı solu kırılan karakterlerin modellemeleri de gayet gerçekçi yapılmış. Hâtta acemiliğimle bir yamaçtan yuvarlandığımda babaannem odamdaydı ve ekrana bakınca "Ay ay ay gitti adam hii eyvah!" diye bir tepki verip başını ellerinin arasına aldı. Neyse ki bunun bir oyun olduğunu söyledim de kadın rahatladı. Oyunun tek eksi yönüyse ses efektleri.. Bir kayak oyunu için gayet oturaklı olan sakin müzikler paçayı biraz kurtarsa da, sürekli her 3 saniyede bir kendini tekrar eden seyirci sesleri oyunun kalitesini düşürüyor. Başarısız olsak da, başarılı olsak da 3-4 saniyede bir küçük bir feryat eşliğinde alkışlanıyoruz, düştüğümüz ve bir yerlerimizi kırdığımız takdirde ise hafif bir uğuldamayla karşılaşıyoruz ve bu efektlerin hepsi birbirinin aynısı. Keşke ses efektleri daha iyi olsaydı da oyun neredeyse dört dörtlük bir kayak oyunu hâline gelseydi..

  Ses konusunda bayağı problemi olsa da şu ana kadar çıkmış olan en iyi kayak oyunu diyebileceğimiz Ski Racing 2006'yı geçtiğimiz sene çıkan oyunu oynayıp beğenenlere ve kayağa hevesli tüm oyunculara öneriyorum, "Hadi gelin kayak!". Bu arada oyunda gördüğünüz tüm kayakçılara EuroSport ekranlarında da rastlayabilirsiniz. Yaptım yine alâkasız bitirişimi.

Yiğit "yasagh" Tokgöz
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.413
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ski Racing 2006
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2008, 16:35:03 »
Paylaşim için Sağol