Gönderen Konu: Scarface: The World Is Yours  (Okunma sayısı 587 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Scarface: The World Is Yours
« : 08 Ağustos 2007, 19:22:07 »
Başarılı olanı taklit etmek ile takip etmek arasındaki fark, hiç kuşku yok ki tartışılmayacak derecede büyük. Takip etmek, yani örnek almak, başarıya ulaşmak için esas alınması gereken önemli davranışlardan biriyken, taklit etmek ise birey olma ayrıcalığını yaşayamamaya sürüklenmeye yol açan bir "yanlış", bir "karaktersizlik" göstergesidir. Düşündüğümüz zaman, takip edip, bu takibine kendinden parçalar katanların, gelecek nesiller ve yaratıcılar tarafından da takip edildiğini fark ediyoruz; fakat ne mutludur insanlığa ki, taklit edenlerin hatırlardan silinmesi, yalancıların mumunun sönmesinden bile daha az bir zamana tekabül ediyor.

 "Say 'ello to my little friend!"

 Yıllar öncesinin kült filmi, Al Pacino'nun ününe kavuşmasında büyük bir katkısı olan Scarface'in, etkili reklamlarla oyuna çevrilmesiyle ilgili bir yazıya neden taklit etmek ve takip etmek arasındaki farkı işleyerek girdiğimizi, oyunun yapısını tek bir kelimeyle tarif ederek açıklayabiliriz: GTA. İsmi hatırlara kazınmayı bile başaramayan "GTAvâri" oyunların (bkz. True Crime: New York City) ardından, şehirde özgürce her haltı yiyebilme rahatlığını Scarface: The World Is Yours ile de yaşıyoruz, fakat bu kez, önceki "taklit edici"lerin aksine, hem iyi bir oynanış ve yapıyla, hem de üstüne yeni parçaların katıldığı, yeniden düzenlenmiş bir işleyişle.

 "GTAvâri" deyince, hemen akla altımızdaki harita sınırları dahilinde her şeyi yapabileceğimiz geliyor, fakat tahmin edilebileceği üzere, her ne kadar geniş ve genişletilmiş olursa olsun, Scarface'de, bilgisayar için hazırlanan son Grand Theft Auto oyunu GTA: San Andreas'taki kadar geniş bir yelpazemiz ve ayrıcalıklarımız yok. Ayrıcalıklarımız yok derken, işaretlenmiş özel binalara girişin olmadığından veya her aracın kullanılabilir olmadığından değil, ana karakterimiz Tony Montana'nın görünüşü üzerinde fazla oynama yapamayacağımızdan, polis, cankurtaran gibi özel mesleklerde çalışamayacağımızdan ve San Andreas'taki kadar görev çeşidiyle karşılaşamayacağımızdan bahsediyorum. Aynı şekilde, silah yelpazesi ve -kısmen- araç yelpazesi de San Andreas'a oranla biraz daha küçük çaplı görünüyor, tıpkı oyunun genel haritası gibi. Montana'nın görünüşü üzerinde oynama yapmak konusunda kısıtlanmamız, birçok aksiyonsever tarafından idol olarak gösterilen ve kendine ait tarzı sayesinde kazandığı önemli bir karizması olan bir karakter için oldukça önemli; Tony Montana'yı oyun içerisinde şişmanlatabilseydik, veya yarı çıplak bırakabilseydik, kendisiyle ilgili oyunlar için seslendirme yapmaya bile yanaşmayan Al Pacino'nun yayıncı firmaya rekor bir dava açması işten bile olmayabilirdi.

 "Money, money, money, money, money; that's all I ever hear in this house!"

 Tıpkı San Andreas'taki gibi, çetelerin sahip olduğu sokaklarda geçmesine rağmen, Scarface'in işleyişi San Andreas'taki "git ve görev al"ın aksine, "uyuşturucu al ve sat"ın üzerine odaklanıyor. Banka soymak, racon kesen bir çete babasının özel mülkiyetine dalış yapmak, bir dostumuzu rahatsız edenlere suikast girişiminde bulunmak, birilerini birkaç dakika boyunca çete üyelerinden korumak gibi özel görevlerle arada sırada karşılaşılsa da, ana işleyiş uyuşturucu alım ve satımına dayanıyor. Uyuşturucu ticaretinin bir numaralı adamları olan çetelerden soyutlanıp, elimizi kana bulamadan bu işi yapamayacağımızı düşünürseniz, uyuşturucu alım satımını nasıl yaptığımızı da tahmin edebilirsiniz. Öncelikle, bir nevî "ana menümüz" olarak işlev gören menüden "uyuşturucu satıcılarıyla anlaşma"yı seçiyoruz ve gösterilen mekâna ister kendi araçlarımızdan birini, istersek de yoldan çevireceğimiz araçlardan birini kullanarak gidiyoruz ve çetenin toplandığı bölgedeki lider kişiyle bir pazarlığa girişiyoruz. Bu "pazarlık" olayı, oyunu GTA: San Andreas'tan ayıran en özgün özellik olarak anılabilir, çünkü sadece uyuşturucu alım satımında değil, bankaya para yatırırken yüzde kaç faiz alınacağının pazarlığında veya başka bir alışveriş meselesinde de kullanılabiliyor. Pazarlık, dairesel bir barda dolaşan seviye çubuğunu nerde durduğumuza göre yapılıyor; henüz baştayken durdurursak durum dezavantajımıza işlerken, tam bir tur döndüğünde -ikinci tura başlamadan hemen önce- durdurursak durum olabilecek en iyi ihtimalle sonuçlanıyor ve malı ucuza alıyor, veya satıyoruz. Pazarlığın ardından malı satın aldıktan sonra, haritada beyaz nokta ile gösterilen uyuşturucu kullanıcılarına giderek yine pazarlığa girip en uygun seviyede pazarlığı sonlandırarak ticareti tamamlıyoruz. Ticaret yarıda kalır, anlaşma sağlanamaz ve taraflar mutsuz olursa, silahlar çıkarılıyor ve öldürme girişiminde bulunuluyor, bu tip durumlarda çete toplulukları çığ gibi büyüdüğü ve hemen arkalarından polis de alana teşrif ettiği için, anlaşma sağlanamaması durumunda mekândaki birkaç çete üyesini öldürüp mallarını alarak çabucak mekândan tüymenizi öneririm, böylece hem bedavaya mal almış, hem de canınızı ve paranızı riske etmemiş olursunuz. Ticarette anlaşma sağlandığı durumdaysa, çete üyeleriyle aranızda olumlu bir bağ oluşuyor ve gelecek zamanda bu bölgelerden geçerken daha rahat oluyorsunuz. Ticaret ile aranızı ılımlı hâle getiremediğinizde, paranıza kıyıp işi haraca bağlayarak çetelerin bölgelerinde rahat rahat dolaşabilirsiniz, aynı durum polisler için de geçerli.

 "In this country, you gotta make the money first. Then when you get the money, you get the power. Then when you get the power, then you get the woman." (Tony'den Manny'ye)

 Ticaretten ve eş dost hatrına, veya kendi itibarımız adına yaptığımız özel icraatlardan kazandığımız parayla da, San Andreas'ta olmayan, tamamen Scarface'in bir parçası olan "özel eşya ve eleman alımı"na girişiyoruz. Oyunun başında ele geçirilen, fakat daha sonra borcumuzu ödeyerek yeniden satın aldığımız malikanemize 105 adet eşyayı (mobilya, beyaz eşya vs.) teker teker, para biriktirerek satın alabiliyor, otomobil, yat gibi araçlar satın alıp, üstüne üstlük bunlar için özel şoför, kaptan gibi elemanlar da ayarlayabiliyoruz. Eleman ayarlama meselesi, özel işlerimizi yaptırabileceğimiz bir korumayı veya ajanı da kapsıyor, yani lükste ve "Tony Montana olma" yolunda hiçbir engel yok. Bu durum, en çok The Godfather'daki "baba olup hâlâ ayak işleri yapıyor olmak" tezatlığından hoşlanmayan oyuncuların hoşuna gitmiştir herhalde.

 Bölüm sonlarında, genel durumumuzu gösteren bir istatistik tablosu ekrana geliyor ve son bölümde ne kadar "teknik puan" aldığımızı, ne kadar para kazandığımızı, kısaca neler yaptığımızı ve gerçek Scarface olma yolunda nerede olduğumuzu öğreniyoruz. Bu menüye, görev yapmadığımız sıralarda TAB tuşu ile de ulaşabiliriz; aynı menüden, genel haritaya, görev alma bölümüne, haraç ayarlama ve eşya-eleman satın alma bölümüne de ulaşabiliriz.

 Yeni bir GTA oyunu bekleyen aksiyon oyuncuları için bulunmaz hint kumaşı değerinde olduğu reddedilemeyecek gibi görünen oyun hakkında şikayet edebileceğimiz noktalar, zorluk seviyesinin biraz düşük olması ve grafiklerin çağın gerisinde kalması. Oyun boyunca tek bir kez bile polisler tarafından köşeye sıkıştırılamadığınızda, en zorlu görevlerde bile kolay kolay ölmediğinizde ve hiçbir öğenin tasarımından etkilenmediğinizde bana hak vereceksiniz.

 Daha önce belirttiğimiz gibi, maalesef Tony Montana'nın seslendirmesini Al Pacino yapmamış, fakat bu eksiklik dolayısıyla seslendirmelerin kalitesinin düşük olduğunu söyleyemeyiz; tam tersi, arada sırada tekrar etmesine rağmen, tüm seslendirmelerin oldukça iyi olduğunu ifade edebiliriz. Grafiklerin yetersizliğine rağmen, ara videolardaki Tony Montana hareketlerinin de gayet iyi tasarlandığını söylemek mümkün, Montana'nın kendine has el hareketleri, konuşma tarzı ve karizması oyuna aynen yansıtılmış.

 Başarılı olanın biraz taklit edilmesi, biraz da takip edilmesi ile, ortaya San Andreas'ın devamını gözleyen oyuncuları ve diğer aksiyon oyuncularını kendine çekebilecek, en azından bir hafta boyunca oyalayabilecek bir yapım ortaya çıkarmış Radical Entertainment; fakat maalesef, yepyeni fikirler ile adından uzun süre söz ettirebilecek "ilginç" bir oyunla karşı karşıya değiliz. Tony Montana delileri ve Grand Theft Auto hastaları için bu fikrin doğruluğu tartışılır tabii.

 "Say goodnight to the bad guy"
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.423
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Scarface: The World Is Yours
« Yanıtla #1 : 08 Ağustos 2007, 19:35:49 »
eywallah kardeşim