Gönderen Konu: Prey  (Okunma sayısı 695 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Prey
« : 10 Ağustos 2007, 21:25:29 »
Aslında bu yazının girişinde ruhlardan bahsedecektim fakat oyunun ruhlarla çok da alâkalı olmadığını anladım. Her daim saçmalayan bir yazar olarak bunun çok da önemli olmadığını biliyorum aslında hehe. Fakat ruhlardan çekiniyorum ve anlatamayacağım... O zaman bu seferlik geyiksiz, düzgün bir giriş yazayım:
Human Hedd Studios tarafından tee 1997 yılında duyurulan "Prey" aynı Pusu" gibi rafa kaldırılmıştı. Fakat şimdi tekrar duyuruldu, üzerinde oynamalar yapıldı ve bu kez rafa kaldırılmak yerine 2005 yılının sonunda raflardaki yerini bulacak. Oyunun raflarla büyük çekişmesi var anlayacağınız...


 Direk konuya giriyorum. Prey, Doom3 motoru kullanılarak yapılmış. Bundan dolayı olsa gerek, yapımcılar oyunun grafiklerini Doom3 ile karşılaştırarak anlattılar. Oyunun mekânları Doom3'ünküler kadar küçük, dar ve karanlık olmayacakmış. Oyunu ferah ferah oynayacakmışız ve durup durup "Ohh bea dünya varmış!" diyecekmişiz. Ancak oyun dünyada geçmeyecek ehuehue bağlantıya bak. İşte oyunun hikâyesi: Acıların çocuğu, yamuk kaşlı esas oğlanımız Tommy'nin sevgilisi uzaylılar tarafından kaçırılır. Tabii Tommy "Çayırda buldum seni, ellere vermem seni!" diyerek bir yolunu bulur ve uzaya gider. Gizli gizli uzay gemisine giren Tommy, uzaylıların hain plânını görür: Dünyayı ele geçirmek. Klasiktir zaten hehe olmasa şaşardım. Her neyse, Tommy "Lan karı gidiyor, bari dünya gitmesin!" diyerek giyinir-kuşanır ve uzaylılara karşı mücadele etmeye karar verir. Ama bir sorun var, önce oyunun çıkması gerekiyor ehuheue. Tommy, uzaylılarla mücadele ederken dedesinin ruhundan da yardım alacakmış. Girişte kullanmayı düşündüğüm fakat tırstığım ruh olayı buradan çıktı işte. Dedemiz kendi ruhî (ehuehue) tecrübelerini kullanarak bize bazı güçlerini öğretecekmiş. Şimdilik sadece iki özellikten bahsediliyor. "Death Walking" ve "Spirit Walking". Saçmasapan demek istiyorum ama düşünürsek "saçma" diye bir kavram yoktur. Saç kavurma vardır.
Death Walking: Eğer geberirsek-ölürsek-vefat edersek gideceğimiz mekânda bazı ilginç varlıkların ruhlarını göreceğiz. Belirli bir süre içerisinde bu ruhları toplayarak kendimize yeteri kadar güç alabilirsek, hortlayarak öldüğümüz yere geri dönebileceğiz. Böylece en son kaydettiğimiz yere geri dönmek zorunda kalmayacağız. Valla bak. Yeminlen. İnan ki.
Spirit Walking: Bu özellik sayesinde ölmemize gerek kalmadan(!) ruhumuzu bedenimizden ayırabileceğiz ve görünmez olarak , elimizi kolumuzu sallaya sallaya etrafta dolaşabileceğiz. Ama bir sorun var, bunu yaparken bedenimizi iyi bir yere saklamalıyız. Aksi takdirde, uzaylı elemanlar cesedimizi bulurlar. Buldukları zaman da kaçınılmaz son, ölürüz. Yarı ölü sayılırdık, tam olarak ölürüz anlayacağınız. Hımm ikinci özellik çok daha güzel. Saklambaçı da severim zaten ehehe. Ulan ne alâka bilmiyorum ama, saklambaç deyince aklıma birşey geldi, anlatayım: Birgün Ayvalık'ta akşam saatlerinde kalabalık bir grupla birlikte saklambaç oynuyorduk. Bu kalabalık grupta çok da güzel kızlar vardı tabii ehehe. Çocuk aklı, sözle kızları iyi saklanarak tavlayacağım. Bir turda güzel bir çalının arkasına yerleştim, tünedim. Bende bir huy vardır, eğer bir yerde çok uzun süre durursam çişim gelir. Ne yazık ki o çalının arkasında yirmi dakikaya yakın durdum ve küçük su ihtiyacım geldi. Çalının arasına salacaktım ama yakalanma riski vardı. Sonuna kadar sıktım dişimi. En sonunda "Yiğiiit! Topal tilkiii!" diye bir ses duydum ve tek ayak üstünde sobe noktasına doğru sekmeye başladım. Tabii sekerken çiş de damla damla düşüyor dona ehuehue. Aksilik, bir de ayağım taşa takıldı ve yere düştüm. Düşünce koyverdim tabii altıma ehehe. Bütün kızlar toplandılar başıma, "Ayy canın acıdı mıı?" diye kısın gözlerle bakıyorlar. Bir baktılar benim siyah şortum sırılsıklam ehuehue. Sonra ben kıvırmaya çalışıyorum tabii: "Eee şey çimler yeni sulanmış da..." Ehuehue inanın yerimde olmak istemezdiniz. O yaz bir daha uğramamıştım zaten yazlığa hehe. Özlem diye bir kız vardı orada, gözleri çok güzeldi. Yeşil gözlüydü sanırım. Bir de Cansu vardı Cansu. Çok seksiydi o da. Bu bahsettiğim kişiler Ayvalık/Sarpkent'te bulunuyor. Getirin onları bana ehehe. Neyse shitini çıkardımi hadi oyuna dönelim. (Keyifler nasıl eğleniyor muyuz? Ehuehue.)


 "Prey"in geçeceği uzay gemisinde çok sayıda ışınlanma noktası olacakmış. Bu noktalardan yararlanarak yer değiştirdiğimizde, karşımıza çok değişik teması bulunan mekânlar çıkacakmış. Ayrıca mekânların arasında gidip gelerek çözmemiz gereken bulmacalar da olacakmış. Unlock etme olayına gireriz büyük ihtimalle...


 Oyun hakkında size aktarabileceğim son bilgi ise, "düz duvara tırmanma atraksiyonu". Prey'de, mantık diye birşey zaten yoktu, bu özellik ile tam oldu! Yan duvarlarda ve tavanda aynı zeminde yürüdüğümüz gibi yürüyebilecekmişiz. Ayağımızda dağcıların kullandığı yapışkana benzer alet varmış gibi. Hugo muyuz lam biz! Neyse...


 Maalesef yapımcılar oyunun sesleri ve müzikleri konusunda hiçbir bilgi vermediler. 2005 sonunda çıkması beklenen iddialı FPS-fantezi-macera-aşk oyunu Prey'i sabırsızlıkla bekliyoruz. Yazar arkadaşım Onur(8ball) gibi bir kapanış yapayım: Kalın sağlıcakla...


 NOT: Ben şimdi Saklıkent'te rafting yapmayı deneyeceğim, umarım bir yerlerimi kırmam. Ölürsem kabrime gelin isterim. Ayrıca susadım çeşmeye iyi ki inmişim. AntiFerdi oldum eheuhue.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.413
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Prey
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2008, 16:36:59 »
Paylaşim için Sağol