Gönderen Konu: Premier Manager 2005-2006  (Okunma sayısı 956 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Premier Manager 2005-2006
« : 10 Ağustos 2007, 21:25:06 »
DİKKAT DİKKAT!!! Bu bir uyarıdır! Birazdan okuyacaklarınızın psikolojinizi bozması durumundan firmamız asla sorumlu değildir, lütfen yazıyı okurken ruhunuzu ana sayfada bırakınız! Hâtta yazının ortalarında kafanıza vurmamanız için ellerinizi de dosyalar bölümüne küçük bir gezintiye çıkarsanız hiç fena olmaz! Ben uyarımı yaptım, giriyorum "oyun"a...

 Eğer ana sayfamızdaki "Hangi menajerlik oyununu almalı!" anketine dikkat ettiyseniz (Siz yazıyı okurken o anket sonlandırılmış olabilir.), güzel menajerlik oyunlarının altında "Premier Manager" isimli bir oyun görmüşsünüzdür. Eminim  bir çoğunuzun "O ne bea yeni mi çıkmış!" diye garip bir tepkiyle karşıladığı menajerlik oyunu, benim bildiğim geçen seneden beri (2004-2005 sezonu) üretilmekte. Aslında geçen seneki berbat sürümden sonra bu sene oyunun yeni sürümünün çıkacağını hiç zannetmezdim. Ama çıkınca, berbat olduğunu bile bile ben de oturayım bir uyarı incelemesi yazayım dedim... "Premier Manager", tek cd hâlinde gelen ve 15-20 saniyelik ideal 500MB yükleme sonunda oynayabileceğimiz düşük bütçeli basit bir futbol menajerlik oyunu. Dikkat ederseniz, oyunun ambleminde saçsız kellesi futbol topu hâline getirilmiş kalın enseli bir vatandaş bulunuyor. İşte o arkadaş ve top kafası, geçen seneki oyunun ambleminde de yer alıyordu. Bunu söylememin nedeni yer doldurmak değil, yapımcıların üşengeçliğini göstermek. Ya kardeşim her serî oyun (Serî katil gibi oldu.) yeni oyunlarda logo değiştirirken, sen hep aynı logoyu kullanıp sadece altında yazan tarihi değiştirerek tekrar önümüze sunmaya utanmıyor musun? La hadi onu anladık bari oyunu yenileyin be...

  Geçen seneden beri Gamerbug'da görev alıyor olsaydım, inanın bu incelemeyi yazmak yerine geçen seneki oyunun incelemesini sadece başlığı değiştirerek tekrar siteye koyardım. Arkadaşlar, oyunda yenilik yok... Ama ben önceki oyunu oynadığınızı sanmadığım için yeni oyunu bir ilkmiş gibi anlatacağım. Aynı geçen seneki gibi, sadece 6 lige sahibiz ve her nedense yeni bir oyuna başlarken 4'ten fazla lig seçemiyoruz. Daha fazla seçersek oyun çöker maazallah. Liglerimizi seçtikten sonra, takımımızı da alıyoruz (Sonsuza dek Chelsea!) ve uzun lig maratonuna başlıyoruz. Yeni sezona hangi ligde ve hangi takımda başlarsak başlayalım, oyunun başında klüp başkanımız bizimle kısa bir sohbete girmek istiyor. Bu konuşmalarla oyun içinde sık sık karşılaşacaksınız. Sohbet olayları, röportajlar iyi olmuş ama soru sorulduktan sonra oyun zaten bize en iyi cevabı gösterdiği için pek bir zevk alamıyoruz. Kasten kötü cevaplar verirseniz ise, yöneticiler ve taraftar gözünde puan kaybediyorsunuz. Ben deneme olsun diye oyunun başında başkanın benimle konuşma isteğine olumsuz yanıt verdim ama adamın Allah'ı varmış, anlayışla karşıladı. Sonra tekrar konuşmak isteyince kabul ettim ama bu sefer de adamın sorduğu bütün sorulara ters cevaplar verdim. Sonuç bu kez pek iç açıcı olmadı, kapı dışarı edildim. Bu arada klüp yöneticilerinin isimlerini gerçek isimleriyle yazmışlar ama tipleri aynı mı bilmiyorum. Şunu size söylemedim, oyunda diyaloğa girdiğimiz herkesin tipini görebiliyoruz. Diğer klüpleri pek bilmiyorum ama, lütfen Chelsea başkanının tipine ve özellikle de kaşlarına bakın arkadaşlar. Eski Türk filmlerindeki haraç kesicilere benzemiyorsa bana da Yiğit demesinler. Ayrıca sohbet olayına basından temsilcilerle de girebiliyoruz, yani röportaj verebiliyoruz. Yöneticilerle yapılan konuşmalar genellikle yöneticilerin bizim hakkındaki görüşlerini etkilerken, basına yapılan açıklamalar ise taraftarların bize karşı olan sevgi ve güvenini etkiliyor. Mesela siz çıkıp Türk basınına (Oyunda yok.) "Hedeflerimiz büyük, Avrupa'da kupa kaldırmak istiyoruz!" deyip de gidip elin Almanya'sında sanki Türkiye'nin hiç haberi olmayacakmış gibi "Türkler hayal kurmayı seviyor.." benzeri yarma yarma açıklamalar yaparsanız klübünüzün internet sayfasında "Daum.. Aman "...bilmem kim..." gitsin mi kalsın mı?" gibi anketler yapılır. Bunu da anlayan anladı artık... Yalnız oyuna başlar başlamaz iskele babası gibi üstümüze çullanan gazetecilerden birinin sorusu çok acayibime gitti: "Kariyerinize neden büyük bir klüpte başlamak istediniz?" Yahu hayret bir şey ulan sen oyuna 2.lig takımlarını koydun mu da küçük takım seçmemi istiyorsun. Tövbe tövbe yaa...

   Basını ve yöneticileri savuşturduktan sonra, (biliyorum bu konuşma olayı çok hoşunuza gitti ama hiç heveslenmeyin, oyun görüntülerine bakın!) yavaş yavaş oyun menüsünü ve oynanışını keşfediyoruz. FM-CM-TCM hesabı zaman atlamalı ilerleyen oyunumuzda menüler ve haber okuma işi berbat yapılmış. Yeni gelen tüm haberleri okumak zorundayız, yoksa bir sonraki güne geçemiyoruz. Hadi haberler FM-CM'deki gibi rahat rahat okunsa neyse, ama PM'de haber okumak çok zor, uğraştırıcı ve kaba. Zaten oyunun geneli kaba. Her menü acıların çocuğu mazlum insan küçük Emrah'ın kaşları kalınlığında.  Ayrıca bir menüye girmeden başka bir menüye de giremiyoruz. Mesela transfer yapmak için oyuncu aramamız gerekiyorsa, ki hiç tavsiye etmem o ne berbatlıktır öyle, öncelikle ana menümüz olan haber menüsünden takımsal bölüme, oradan finansal bölüme, oradan da yorulmuş bir şekilde oyuncu arama bölümüne girmemiz gerekiyor. E hâliyle bin çeşit küfürü de basıyorsunuz yapımcılara... Ben aynı küfrü, seneler önce hemen hemen her gün bana sigara aldırıp 6. kata kadar çıkıp ona para üstü vermemi isteyen mahalleli teyzeye ediyordum. Sırf o beni çağırıp herhangi bir şeyler aldırmasın diye bakkala sabahın altısında gidiyordum. Hulen hadi aldırdın, bari bir sepet salla da ona koyalım malları! Neden 6.kata kadar çıkarıp anamızı belliyorsun ki? Aldırdığı da doğru düzgün bir şey olsa iyilik yapıyorum diyeceğim... Neyse, "berbat" diye nitelendirmekte hiç zorluk çekmediğim (İsterseniz vicdansız deyin, isterseniz hakaret edin... Eğer gün gelir de o kaba menüler karşıma çıkıp "Bir zamanlar, fakir ama gururlu bir menü vardı bilir misin?" derse onlara şırrak diye FM'nin menülerini gösteririm.) menüler hakkında söyleyebileceğim tek olumlu şey, hızlı ilerleme gibi bir seçeneğin olması. Bu seçenek sayesinde, hiç beklemeden maç gününe kadar kesintisiz ilerleme yapabiliyoruz. Ama şu konuda sizi uyarayım, uzun ilerleme bittiğinde sizi okunması gereken tonla haber bekliyor olacak...

 Gelelim maç gününe! Büyük uğraşlarla ilerlediğiniz, eğer sabrınız varsa transferlerinizi yaptığınız sezonda maçlar çok ama çok zevkli hazırlanmış. Öyle zevkli hazırlanmış ki, sağolsun yapımcılar bize maçları 90 dakika boyunca (Gerçekten 90 dakika!) 2D olarak izletiyor. Ben zamanı hızlandırma gibi bir menü göremedim, siz görürseniz selam söyleyin! 2D maç motoruna ise hayran kaldım doğrusu. Görüntülerden de görebileceğiniz üzere, resmen sahada küçükken oynadığımız tasolar futbol oynuyor. Öyle ki, birbirlerinin içine bile girebiliyorlar. Hâtta ben bazen oyuncuların birbirlerini çıt çıt yaparak (Bir zamanlar kendini taso "kepmeye" adamış olanlar bilir o taktiği.) döndürmeye çalışacaklarını zannettim. Küçükken Nuri diye bir arkadaşım vardı, herif bütün gün kaldırıma oturup burnunu çeke çeke taso oynardı. En son Digimon tasolarının çıktığını ve adamın Pokemon tasolarıyla Digimon tasolarını kepmeye başladığını görmüştüm. Benim o taso olayında derdim başkaydı, millete altıncı hissimi kullanarak "Bak bunun içinden Ash çıkacak al bak görürsün!" hesabına cips aldırıp eğer güzel bir şey çıkarsa avanta olarak cips paketini alırdım. İşi bileceksin, işe gitmeyeceksin... Her neyse, ciddi olmak gerekirse şu maç motoru cidden çok gırgır olmuş arkadaşlar. İnanın, sahada oynayanların Chelsea'li, Arsenal'lı futbolcular mı yoksa sandaletle futbol oynayan mahalle takımları mı olduğu hiç kestirilemiyor. Savunma oyuncusu topu göstere göstere dışarı atıyor, saçma sapan paslar atılıyor... Zaten oyundaki hiçbir şeyin lisansı da yok. Chelsea'nin yamuk yumuk düz maviden oluşan bir logosu, Arsenal'ın aynı şekilde düz kırmızı bir logosu, diğer takımların da aslî renklerine göre düz logoları...

  PM'nin grafikleri hakkında yazacak bir şey de yok, zaten oyunun türü itibariyle grafik değerlendirmesi yapacak bir bölüm yok. Menülerin kaba olmasını grafik olarak değerlendirirsek, grafikler berbat arkadaşlar. Maçlar sırasındaki sesler ise bir maçtan değil de partiden alınmış gibi. İkide bir borular falan ötüyor. Boru dediğim de ismini çıkaramadığım bir alet, tarif etmeye de terbiyem müsaade etmiyor... Müzik olayına ise sadece maçlar başlarken 10 saniyeliğine rastlıyoruz. Ama keşke rastlamaz olsaydık. Ya o nasıl maça giriş müziğidir yaa resmen bir ateri oyunundan çalınmış! Yok arkadaş bu oyun seneye de çıkarsa bizzat kendim gidip Erman Hocaya başvuracağım, Maraton'dan bir iki laf atsın da akıllansın şu ZOO isimli firmada çalışan vatandaşlar... Zaten şirketin isminde hayır yok..

  Sonuç mu? Şimdi bir sonuç yazarım ağzınız açık kalır... FM oynayacaksınız, o kadar! Ya da TCM oynayın ama sakın denemek için dâhi PM'ye bulaşmayın... (Çok mu sert oldu? Pardon!)
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.428
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Premier Manager 2005-2006
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2008, 16:37:00 »
Paylaşim için Sağol