Gönderen Konu: Manhunt  (Okunma sayısı 501 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Manhunt
« : 02 Ağustos 2007, 20:26:04 »
Usta bir katil hedeflerini nasıl imha eder? Üstlerine mermi yağdırarak mı, yumruk yumruğa dövüşerek mi, eline aldığı bıçağı önüne gelene savurarak mı? Hayır. Karanlığı kullanır, sessizce bekler. Uygun anı yakaladığı anda nefesini tutup, hedefine arkasından küçük adımlarla, sessizce yaklaşır. Ani bir hareketle, bir eliyle düşmanın ağzını kapatırken, aynı anda diğer elindeki bıçağı kurbanın boğazına saplar. Etkisiz hale getirdiği kurbanın cesedini sırtlanıp karanlık bir köşeye saklar ki, diğerleri cesedi görüp panik yapmasın.

Rockstar Games, içinde her türlü suç unsurunu bulunduran Grand Theft Auto ile yakaladığı başarıyı; yine böyle kan ve vahşetin had safhada olduğu Manhunt ile devam ettiriyor. En baştan söyleyeyim bu oyunu 18 yaşından küçüklerin oynaması kesinlikle sakıncalı. Zaten birçok ülkede yasaklanmış olan oyun, Hitman serisine olan benzerliği ile de dikkat çekiyor. Ancak Hitman’den daha kanlı olduğu da kesin bir gerçek.

James Earl Cash, idam mahkumu bir katil, ertesi gün idam edileceği bir gece gözlerini açtığında kendini Cancer şehrinde bulur. Şehir katil ve psikopatların yaşadığı bir vahşet yeridir. Her yere yerleştirilmiş kameralar vardır. Bir ses ona masadaki kulaklığı almasını ve söylediklerini yapmasını söyler. Sesin sahibi Director (Yönetmen), her an Cash’i izler ve ona sürekli komutlar verir. İdam olmaktan kurtulduğunu düşünen ancak yönetmenin komutlarıyla bir çıkmaza sürüklenen Cash, kendini başrolünü oynadığı inanılmaz bir vahşet filminin içinde bulur. Amacımız emirleri dinleyerek cinayet konusunda ki uzmanlığımızı, bu gösteriye renk katmak için kullanmak. Çeşitli silahlarla katilleri sessizce öldürmeye çalışıyoruz. Öldürdükçe de yönetmenimiz zevkten dört köşe oluyor.

Ortalama bir sistemle bile rahatça oynayabileceğiniz, sorunsuzca çalışan sağlam bir grafik motoru kullanılmış. Öyle ki, en yüksek çözünürlükte bile rahatça oynamanız mümkün ve yükleme süreleri inanılmaz kısa. Manhut, Silent Hill’den hatırlayacağınız karıncalı bir ekran görüntüsüne sahip. Bu sayede oyunun filmvari havasına çabucak adapte oluyorsunuz. Üstelik sürekli karanlık ortamlarda oynandığı için yaşadığınız stres artıyor ve bu da oyuna ayrı bir tat veriyor. Ancak belki de karanlık olduğu içindir ama bölümlerin çoğu birbirine benziyor. Fazla uğraşmadıkları belli. Bir ışığa baktığınızda gözünü alması gibi, parlama efektleri unutulmamış. Karakterin poligon sayıları yüksek ve detaylı çizilmiş. Hareketleri de oldukça yumuşak ve göze batmıyor. Ama her bölümdeki karakterler birbirinin kopyası olarak eklenmiş. Çoğu oyunun aksine seçtiğiniz silah birden bire ortaya çıkmıyor. Kullandığımız tüm silahları Cash’ın üzerinde görebiliyorsunuz. Ara demolarda oyun içi grafiklerin kullanılmasına rağmen, bir kameradan çekilmiş gibi bozuk görüntülerle resmedildiği için harika gözüküyor. Gizlice işlediğiniz her cinayeti bir kamera açısından görüyorsunuz. Ekrana kan sıçraması gibi şeyler eklenmiş ve oldukça da güzel yapılmış. Ancak, bir süre sonra sürekli aynı görüntüyle karşılaşmaktan sıkılıyorsunuz. Hatta bu vahşet gösterileri yeterince mide bulandırıcı olduğundan kafanızı ekrandan başka yerlere çevirmenize neden oluyor. Bir de etrafta hareket eden pek fazla eşya olmamasına rağmen, yukarıdan asılı bir demir çubuğuna çarptığınızda sallanıp size vurması gibi ilginç detaylar da unutulmamış. Ancak bir merdivende öldürdüğünüz birinin vücudunun merdivene girmesi, üst üste koyduğunuz cesetlerin bir birine geçmesi gibi ufak hataların dışında pek bir grafik sorunu yok.


Oyunda dinamik bir müzik sistemi var. Yani aksiyona girdiğiniz anda başlayan ya da sessizce ilerlerken çalan müzik, yoruldukça hızlanan arka plandaki kalp atışları vücudunuzdaki andrenalin miktarını yükseltiyor. Diğer sesler de oldukça iyi yapılmış. Mesela düşmanlarınız bazen ıslık çalıyor, bazen de birbirleriyle konuşup küfrediyorlar. Sessizliği ön planda olduğu oyunda çevre sesleri çok iyi kullanılmış. Koştuğunuzda, bir bidona çarptığınızda, hatta bazı yerlerde yürüdüğünüzde bile ses çıkartıp yerinizi belli edebiliyorsunuz. Çoğu zaman karanlık bir köşeye saklanıp duvara vurarak dikkatleri üstünüze çekmeye çalışıyorsunuz, bu yüzden sesler bu oyunda çok önemli. Bunu da oyuna başarılı bir şekilde aktarmışlar. Sesler hayat kurtardığı gibi hayatınızı söndürebiliyor da.

Oynanış olarak sessizce yaklaş ve öldür tekniği kullanmak zorundasınız. Karanlık alanlarda gizlenip, hedefe sessizce arkadan yaklaşmak gerekiyor. Aksi halde yüz yüze dövüştüğünüz zamanlarda oldukça zorlanıyorsunuz. Zaten sayıca fazla olan düşmanlarınız sizi fark ettiği anda arkadaşlarına haber verip etrafınızı sarıyorlar. Bu açıdan yapay zeka iyi gibi gözükse de bazen burnunuzun dibine geldikleri halde sizi göremiyorlar. Hatta yan yana duran iki kişiden birini boğazlarken, diğeri bir şey olmamış gibi seyredebiliyor. Her şeyi sessizce yapmak zorunda oluşumuz oyunun zorluk seviyesini yükseltmiş. Sadece belirli noktalarda oyunu kaydedebilme yüzünden oldukça zor bir oyun olmayı başarıyor. Özellikle de grup halinde dolaşan düşmanlara karşı epey uğraşmanız gerekecek. Bunlardan biri sizi gördüğü zaman, kaçarak görsel teması kestiğiniz anda saklandığınızda kurtulmanız mümkün.

Oyunda sağ altta küçük bir radar mevcut. Bu radarda gösterilen düşmanlar normal zamanlarda sarı, şüphelendiklerinde turuncu ve sizi fark ettiklerinde kırmızı ile gösteriliyor. Ayrıca oyunun zorluk seviyesi de bu radarın açılıp kapanmasından ibaret. Karanlıkta hareketsiz bekleyen düşmanlar ise radarda görünmüyorlar. Bazı yerlerde aniden karşınıza çıkan düşmanlar yüreğinizi hoplatabiliyor. Kullandığımız silahlar çok çeşitli ve sadece bir kısmını taşıyabiliyoruz. Boğma teli, cam parçası, bıçak, beyzbol sopası, poşet gibi ilginç silahların yanında ilerledikçe ateşli silahlarımız da oluyor. Ayrıca öldürdüğümüz insanların cesetlerini taşıyarak etrafı temizleyebiliyorsunuz. Bir cinayet ustası olduğumuz için kurbanları herhangi bir silahla üç farklı şekilde öldürebiliyoruz. Bunu hedefe yaklaşıp aksiyon tuşuna basılı tutarak yapıyoruz ve böylece birbirinden vahşi şeyler ortaya çıkıyor. Hatta bu kadar olur dedirtecek bir şey var ki, o da kestiğiniz bir kafayı, düşmanlarınızı şaşırtmak için kullanabilmeniz.

Oyunu klasik bir TPS gibi oynuyoruz. Duvarların kenarından bakma, bir kutunun önüne eğilme, birinci şahıs gözüyle bakma gibi seçenekler de mevcut. Karanlık noktalarda Cash eğilerek gizlendiğini belli etmemeye çalışıyor. Ancak duvara yaslanarak ilerlediğimizde kamera kitleniyor ve görüşünüz azalıyor. Bu yüzden pek kullanışlı değil. Yine de, eğer elinizde ateşli bir silah varsa, duvara yaslandığınızda köşeden ateş edip saklanabilmeniz bu sorunu bir nebze azaltmış. Bu özellik sayesinde silahlı çatışmalardan maksimum keyif alıyorsunuz. Oyunda klasik bir hareket olan zıplama seçeneği yok. Zaten bölümlerde zıplama ile ilgili bir şey de olmadığından pek bir sorun teşkil etmiyor.

Manhunt en yüksek çözünürlüklerde bile sorunsuzca, akıcı bir şekilde oynayabileceğiniz, her aksiyon meraklısını tatmin edebilecek düzeyde. Birkaç küçük hatasını saymazsak, oldukça başarılı bir yapım. Toplam 24 bölümle sizi uzunca bir süre ekran başında tutabilecek kadar uzun. Özellikle de içerdiği yüksek dozda şiddetle insanı yerinden hoplatıyor. Oyunlarda adam öldürerek stres atıyorsanız, bunu en iğrenç bir şekilde yapabileceğiniz yegane bir oyun Manhunt. Dikkat edilmesi gereken tek nokta, küçüklerden uzak tutulması.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive