Gönderen Konu: Harry Potter ve Ateş Kadehi  (Okunma sayısı 554 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Harry Potter ve Ateş Kadehi
« : 10 Ağustos 2007, 19:26:47 »
Yazarı J.K. Rowling olan Harry Potter serîsi ilk çıktığında Yapı Kredi Yayınları gerek televizyon reklamlarıyla, gerekse ballandıra ballandıra bitiremedikleri anlatımlarıyla Harry Potter'ın ülkemizde de çılgınca okunmasını ve sevilmesini sağladı. Tabiî insanlar bir yapım için ne kadar çıldırırsa, o yapımın her bir haltı da o kadar çıkarılır; Harry Potter'ın filmi, oyunu, bardakları, elbiseleri yapıldı. İlk kitaplarda serî daha çok çocuklara hitap ediyordu ve ilgilenen kişi sayısı da bugünkü boyutta değildi. Daha sonra, J.K. Rowling performansını arttırıp daha adrenalinli ve daha keyifli romanlar yazmaya başladıktan sonra, yapımın oyunları ve filmleri de daha bir güzel olmaya başladılar. Harry Potter'ın haklarını alan Warner Bros, fazla beğenilmeyen ve "Vasat" olarak yorumlanan ilk iki filmden sonra yönetmen değiştirerek daha kaliteli filmler ortaya koymaya başladı. Aynı şekilde, Harry Potter'ın oyun haklarını alan Electronic Arts (EA Games) da beğenilmeyen ve "Bebekçe" olarak sıfatlanan ilk iki Harry Potter hezimetinden sonra oyuna daha fazla ağırlık koymaya başladı ve kendi kalitesini serîye biraz olsun yansıtarak iyi iş çıkarmaya başladı. Evet, her şey daha iyiydi, ve Harry Potter and the Goblet of Fire (Harry Potter ve Ateş Kadehi) karşımıza çıktı.. EA, kalitesini bu seneki oyuna da yansıtabilmiş miydi?

   Aslında ben daha oyunun demosunu oynadığımda Ateş Kadehi hakkında bayağı fikir sahibi olmuştum fakat yine de gözden bir şey kaçmasın diye, siz sevgili ziyaretçilerimiz bilgiden yoksun bir şekilde ortalıkta gezmeyesiniz, ben de ön yargılı davranmayıp oyunun tam sürümünü oynamış biri olarak konuşayım diye bir de inceleme yazayım dedim. Demin de söylediğim gibi, Electronic Arts Harry'ciğimizin ilk iki oyunundan sonra biraz olsun kendini toparlayıp daha kaliteli yapımlar ortaya koymaya başladı ve Ateş Kadehi de bunlardan biri. Kitabı okumayanlar ve filmi seyretmeyenler için hatırladığım kadarıyla konuyu bir özetleyeyim, sonra bakalım bakalım oyunda ne gibi güzellikler varmış..

   Başına kötü şeyler geleceği zaman alnındaki yara izi acıyan, hâtta bu yüzden bize aynı durumlarda örümcek hisleri aktif olan Örümcek Adam'ı hatırlatan mazlum ve de cesur büyücümüz Harry Potter, Hogwarts adını taşıyan büyücülük okulundaki dördüncü senesinde arkadaşları Hermione ve Ron ile birlikte güllük güllistanlık bir yıl geçirirken, gün geçtikçe daha çok acıyan yara izi nedeniyle korkmadan edemiyordu. Aynı yıl, dünyanın en kaliteli ve en ihtişamlı üç büyücülük okulundan üç büyücü gelecekti ve Hogwarts'ta tehlikeli mi tehlikeli bir yarışma düzenlenecekti: Üç Büyücü Turnuvası. Ancak tuhaf bir terslik çıktı ve turnuvaya katılacak olanların ismini açıklayan ateş kadehinden dört kişinin ismi çıktı. Bazıları bunda herkesin deliler gibi korktuğu Lord Voldemort'un parmağı olduğunu, bazılarıysa okula yeni gelen Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni Deli Göz Moody'nin bir haltlar karıştırdığını iddia etti fakat artık olan olmuştu, kadehten çıkan isimler turnuvaya katılmak zorundaydı.. Yırtık dondan çıkar gibi, Okey'e dördüncü olurmuş gibi turnuvaya ekstradan katılan yumurcak ise, şaşılmayacak bir şekilde Harry Potter olmuştu.. Şimdi, yara izi patlayacak gibi acımıyordu, çünkü tehlike gözleriyle görebileceği derecede yakınındaydı..

    Genellikle karşılaştığımız ana menülerden farklı şekilde tasarlanmış olan ana menümüzle karşılaşıp ona alışmaya çalışarak oyunumuza giriş yapıyoruz. Daha önce tüm bölümler sırayla karşımıza çıkarken, bu kez giriş yapacağımız bölümleri biz kendimiz seçiyoruz ve tüm bölümleri birbir unlock etmeye çalışıyoruz. Dönüşümlü olarak Harry, Ron ve Hermione ile oynayabileceğimiz oyun, artık daha zor ve daha eğlenceli. Serînin önceki oyunlarında bulunan monotonluk yine önlenememiş fakat karakter serbestliği ve farklı büyüleri kullanabilme özelliği sayesinde oyundan çok daha fazla keyif alabiliyoruz. Hatırlayacaksınız, önceki oyunlarda sürekli aynı büyüleri kullanarak, aynı tip canavarları öldürüyorduk. Bu sene ise artık oyun sırasında fareyi hiç kullanmıyoruz ve kendimiz seçtiğimiz büyüleri klavyenin 3 tuşuyla yapıyoruz. Tabiî ki oyunda sadece 3 büyü yok, fakat birçok büyüyü sadece 3 tuşu kullanarak yapıyoruz. Büyü kullanma tuşlarının sayısının 3'ü geçmemesi iyi olmuş, eğer her büyü için ayrı bir tuş olsaydı hızlı olmamız imkânsızdı. Genel olarak, EA sanki Call of Duty'i örnek almış gibi. (!) Çünkü eskiden Ron ve Hermione bize "Good Luck Harry!" dedikten sonra toz olurlardı fakat bu kez her işi birlikte yapıyoruz. Yolu kapatmış küçük bir kayayı tek başımıza yoldan çekebilirken, büyük kayaları veya engelleri ancak ve ancak üçümüz birlik olunca ortadan kaldırabiliyoruz. Bu arada "Wingardium Leviosa" denilen uçurma büyüsünü kullanmak çok hoşuma gitti, havaya kaldırdığımız bir nesneyi veya canlıyı sağa sola sanki bir uzay gemisiymiş gibi hareket ettirebiliyoruz. Bir şeyleri uçurdukça mutlu oldum, küçük şeylerden mutlu olmayı bilen bir insanım ben. Ne alâka lan. Neyse..

     Daha önceki oyunlarda bebekçe olsa da kırdığımız nesnelerden veya öldürdüğümüz canavarlardan çıkan şekerlemeleri toplardık ve sonra biriken şekerlemeleri para gibi kullanarak kendimize eşyalar alırdık. Yine daha önceki oyunlarda, sağdan soldan çeşitli büyücülerin kartlarını toplardık ve böylece bir koleksiyon oluştururduk. Bu kez, demin bahsettiğim iki ayrıntı birleştirilmiş ve şekerlemeler ile ana menüde kart alışverişi yapmamız sağlanmış. Daha önce bayağı havada olan ve bize pek bir şey kazandırmayan bu özellik şimdi çok daha işlevli çünkü yönlendirdiğimiz üç karakterin tüm özellikleri kartlara bağlı. Her yeni kart alışımızda, kartı aldığımız karakterin güçleri artıyor. Oyun içinde üç karakter de birlikte olduğu için herkes kendi şekerlemelerini topluyor ve biz de ana menüde her karakter için ayrı ayrı kartlar alıyoruz. Açtığımız kartlar filmden alınmış resimlerden oluşuyor ve her bir kart farklı bir özelliği geliştiren, farklı fiyatlara sahip kartlar. Mesela 20 şekerleme değerindeki bir kart dayanıklılığı arttırırken, 50 şekerleme değerindeki kart arkadaşlığı geliştirebiliyor. Bunun gibi daha birçok seçenek mevcut.. Bu özellik sayesinde oyun biraz da RPG'ye kaçmış. Ayrıca oyun içinde farklı yerlere dağıtılmış olan şekerlemeler dışında etrafta gücümüzü (Bu arada dayanıklılığı arttırdıkça 100 olan gücümüz de 120, 150 gibi üst seviyelere çıkabiliyor.) arttıran iksir benzeri nesneler ve kurbağalar da var. Tüm bunlar bebekçe gibi gelse de, toplanmaları pek de kolay değil. Kurbağalar sizden kaçıyor, şekerlemeler sürekli bir taraflara doğru uçuyor ve can veren kazanlar, iksirler ulaşılmaz tepelere yerleştirilmiş olabiliyor. Bu yüzden, tüm bu yararlı nesneleri toplamak için de büyü kullanmamız gerekiyor. Burdan da anlayabileceğimiz gibi, oyun büyü atmosferine iyice bürünmüş..

    Böyle fantastik bir oyunda, birlikte hareket etme geyiği olur da, "maksimum güç" özelliği olmaz mı? Arkadaşlar, etraftan topladığımız bir başka nesne sayesinde -nesneyi tam olarak bir şeye benzetemediğim için adını söyleyemiyorum- doldurabileceğimiz maksimum güç seviyesi sayesinde, birçok canavarın bizi sıkıştırdığı zor bölümlerde araba yarışlarındaki nitro özelliğini andıran maksimum güç geyiğine girerek oyunu daha kolay hâle getirebiliriz. Yalnız dikkat edin seviye dolar dolmaz gaz yapıp bu özelliği kullanmayın, çünkü seviye çok çabuk azalıyor ve asıl zor olan bölümlerde ayvayı yiyebiliyoruz. Şunu da belirteyim, sağdan soldan topladığımız kurbağalar gücümüzü biraz arttırmak yerine bize tam bir can hakkı veriyorlar ve herhangi bir karakter öldüğünde bir kurbağa kullanarak tekrar canlanıyor. Ayrıca oyun içinde karakter değiştirebilmek de iyi olmuş, böylece can seviyelerini daha iyi kontrol edebiliyoruz.

    İlk iki oyunda vasat olan, üçüncü oyunda biraz daha yukarı çekilen fakat pek de kaliteli olmayan grafikler, yeni oyunda da fazla geliştirilmemiş. Çocuklar büyüdü, kamera açısı birinci şahıstan üçüncü şahısa atladı fakat grafikler yine de fazla geliştirilmedi. Tamam, gerek büyülerin gerekse çevrenin renkleri daha canlandı, pastel renkler yakalandı fakat yine de insana sanki bir şeyler eksikmiş gibi geliyor. Mesela Hermione çok daha güzel tasarlanabilirdi! Yok yok o değil de, cidden grafikler umduğum kadar geliştirilmemiş. Haa benim gibi grafiğe fazla önem vermeyen biriyseniz emin olun oyun hakkında yorum yaparken grafikleri eksi bir yön olarak gösteremeyiz fakat çevremde acayip derecede grafik manyağı olan insanlardan biliyorum, "Harry Potter ve Ateş Kadehi'nin grafikleri çağımızın gerisinde kalıyor." derler. Ayrıca ara videoların normal video değil de karikatür gibi hazırlanmış olan durgun görüntülerden oluşması biraz kolaya kaçıldığını gösteriyor. Ya da EA aklı sıra şekil yapmaya çalışmış. Ne bileyim. Müzikler ise "büyü" atmosferine yakışan ve insanı gizemli bir moda sokan, uyumlu müziklerden oluşuyor. Zaten şunu söyleye söyleye dilimde tüy bitti, Electronis Arts'tan kötü müzik beklemek biraz hayalperestlik olur. Özellikle de spor oyunlarında. Karakter seslendirmeleri de gayet kaliteli yapılmış ama orjinal oyuncular tarafından mı yapılmış orasını bilemiyorum. Büyü yapma efektleri, böğürmeler falan gayet güzel..

    2001 yılından beri tüm dünyayı kasıp kavuran Harry Potter çılgınlığının bir uzantısı olan Harry Potter and the Goblet of Fire'ı tüm Harry Potter manyaklarına öneriyorum, bir süre sonra aynı şeyleri yapmaktan sıkılacak olsanız da oyun sahip olduğu atmosferi sayesinde denenmeye değer hâlde. Bu arada altıncı kitapta Dumbledore'u kaybettik, başımız sağolsun..

Yiğit "yasagh" Tokgöz
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive