Gönderen Konu: Grand Theft Auto: San Andreas (Playstation 2)  (Okunma sayısı 663 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Grand Theft Auto: San Andreas (Playstation 2)
« : 02 Ağustos 2007, 14:47:07 »
�Dünya dönüyor, dönüyor, dönüyor...� ve bir tekrar daha vuku buluyor. Geçen senenin en çok konuşulan, hala üzerine onlarca, yüzlerce mod yapılan, her görevi tartışılan Vice City�nin bir adım ötesinde yer alan San Andreas PS2 sahipleriyle buluşuyor.

Garip ama gerçek, beklendi beklendi ve bir gece sessiz sedasız gelip kucağımıza düştü bu Andreas denilen meret. Benimde hiç beklemediğim bir anda, arkadaşımın �Bana geldi, gel bir bak� demesiyle şaşkınlığım bir karede vücut buldu da yetiştim. Hatta ilk başta inanmadım bile denilebilir. Sonuç olarak kimsenin haberi yoktu çıktığından oyunun, neye hikmet yoktan varoldu diye düşündüm yol boyu.

Bir annenin intikamı alınacaktır...

Velhasılıkelam, konsolun başına oturunca inanmazlığım yüzümde bir tokat misali şakladı. Zira ilk demo, kısa geçişler falan derken basbayağı GTA San Andreas vardı işte karşımda. Şöyle bir saatlik, belki de birazcık daha fazla oynama seansından sonra da tabi ki hemen dergiye tanıtımını yazmak farz oldu. Şimdi, nedir ne değildir bu meret, beklediğimize değmiş mi ve gerçekten bir ekol daha var mı karşımızda? İnceleyelim görelim hep beraber.

Zamanının ötesinden az beride bir oyundu GTA 3. çok dertli bir çıkış tarihine denk düştü. Bir kere kendinden önce duyurulan Mafia ile aynı oynanış ve tarzı benimsemişti. Ayrıca Mafia yeni bir oyun olmasına karşın, GTA�nın bir kitlesi vardı ve ilk iki oyundaki iki boyutlu havaya aşina olan yüzlerin asılmaması için yeni deneyler sevecen bir tavırla enjekte edilmeliydi. İlk başta yüzsüzlükle alaşağı edilen GTA, zamanla sevildi ve ekol haline geldi. Akabinde ise serinin tutmasını fırsat bien Rockstar�ın çıkardığı Vice City voliyi gözünden, tam on ikiden vurdu. O müzikler, o oynanış, o konu zenginliği, o anlatım... İnsan anlatmaya doymaz, bir de oynamak lazım. Gerçi oynamayan kalmamıştır. Şimdi de serinin devamında yeni parça ile bir basamak daha ilerlemeyi vazife bilmiş San Andreas.

Oyuna ilk girdiğinizde, bariz bir çete, Meksika havasının hakim olduğunu seziyorsunuz. Neredeyse barda sigara dumanını ciğerlerinize çekip kavanoza tükürmek isteyeceksiniz diyeceğim. Tipler modern kovboylar gibi mantık olarak. Bir sürü grup, birbirini çekemeyen çeteler, liderler arasındaki takışmalar, şehrin bölgelere ayrılmış olması vesaire derken birkaç dakika içinde kendinizi cehennemde hissetmeye başlıyorsunuz açıkçası. Her ne kadar PS2 artık donanım olarak yaşını doldurmuş olsa da, gördükleriniz sizi ortama sokmakta zorlanmıyor. Bir sürü dövme, silahlar, malzemeler, araçlar derken varoluyorsunuz bu savaşta ön saflarda.

Bizim karakterimiz Carl Johnson adlı bir kaçkın. Beş sene evvelindeki Andreas�tan kaçış macerasından sonra, yurduna dönme ateşiyle yanıp tutuşurken dayanamıyor ve geri dönüyoruz çetelerin ortasına. Tabi bu sönmek bilmeyen ateşin bir de çıkış sebebi var. Annemiz katlediliyor, ailemiz dağıtılıyor malesef. Bu arada da biz bu işin peşinden koşalım derken, iki tane çakal polis tarafından cinayetle suçlanıyor ve hapse tıkılıyoruz. Bu dakikadan sonra konumuz oluşuyor tabi. İsmimizi temizlemeli ve ailemizi, çetemizi toplamalıyız.

Hey dostum, çek o kara poponu yüzümden

Konu standart amerikan filmlerindeki zenci öykülerinden pek farklı olmasa dahi, açıkçası bu hikayenin içinde olmak insanı etkiliyor diyebilirim. Öncelikle, ne kadar ezik büzük olursa olsun, işin içine annenizin katli girince ister istemez şaşırıp hırslanıyorsunuz. Dijital bile olsa, anne annedir kardeşim, sinirlendirmeyin beni.

Oyunun grafiklerine girmek gerekirse, şaşırtıcı derecede iyileşmiş. Bir kere artık gün batımı ve gün doğumu var ki bunların Vice City�deki gibi durağan olmaması beni çıldırtmaya yetti. Sanırım uğraşmak derken, Rockstar elemanları gerçekten sıyırmışlar hafiften. O kadar fazla ufak detay var ki göze çarpan, insan olur olmaz yerlerde afallayıp kalıyor. Minicik bir BMX�ten yansıyan güneş, gölge çarpınca açı değiştiren sokak lambası ışıkları gibi garip ama ufak ve bir o kadar da etkileyici detaylar oyunda mevcut. Arabaların fizikleri gene güzel ayarlanmış, ateş etme efekti ve yanma efekti Vice City�ye oranla kat be kat düzgünleştirilmiş. Vice City�de mesela, yanma efekti bana karakterin dışında oluyormuş izlenimi veriyordu. Elbiselerde değişiklik olmuyordu, karakter de pek etkilenmiyordu aslında, direk kararıp gidiyordu. Şimdi ise zamanla oluşan değişimler dikkatinizi çekecek. Çünkü oyunda grafikler fizikle orantılı. Bu nasıl mı oluyor? Şöyle ki; diyelim çok fazla durdunuz, çok fazla yediniz içtiniz, sakin bir zaman geçirmek peşindesiniz. Kusura bakmayın ama grafikler değişecek ve kocaman bir popo ile göbek sahibi olacaksınız. Çete lideri olmak kolay mı? Yan gel yat yaparak birşey elde edilmez. Bu hale geldiğinizde de araçlara hemen binemiyorsunuz, çabuk yoruluyor ve mermilerden �genelde- zıplayarak kaçamıyorsunuz. Ona göre ayağınızı denk alın, hem oyuna hem de grafiklere dikkat edin.

Grafikleri geçelim, sesler bile adamı çivilemeye yeterli. Rockstar bunu Vice City�de öğrendi. �Kaliteli olanla yatırım yap, sana geri dönecektir.�

Böylece tekrar muhteşem tercihlerden oluşan geliştirilmiş bir radyo/müzik sistemi ile karşımıza geldi. Bir liste ekliyorum, bilen bilmeyen görsün de birçok oyun artık düstur etsin müziklerle uğraşırken;
San Anderas Soundtrack CD Listesi

CD1
1. The Theme From San Andreas
2. Rage Against The Machine - Killing In The Name
3. 2 Pac - I Don't Give A Fuck
4. James Brown - The Payback
5. Ronnie Hudson - West Coast Poplock
6. Guy - Groove Me
7. Eddie Money - Two Tickets To Paradise
8. Cypress Hill - How I Could Just Kill A Man
9. The Maytals - Pressure Drop
10. Slick Rick - Children's Story
11. Rick James - Cold Blooded
12. Raze - Break 4 Love

CD2
1. Ohio Players - Funky Worm
2. Heart - Barracuda
3. Compton's Most Wanted - Hood Took Me Under
4. Lyn Collins - Think About It
5. Public Enemy - Rebel Without A Pause
6. Faith No More - Midlife Crisis
7. Bell Biv Devoe - Poison
8. Max Romeo & The Upsetters - Chase The Devil
9. Eric B & Rakim - I Know You Got Soul
10. Willie Nelson - Crazy
11. AFI - Head Like A Hole (bonus track)

İşin güzel yanı da bu dinleyebileceğiniz albümün pek birşey ifade etmemesi. Oyundaki sekiz ayrı radyo kanalının çılgın listeleri arasında gezerken kaybolmaya hazırlanın.


Bunları da geçince, oyunun akılda kalıcı, eğlendirirken kendine bağlayan taraflarını da anlatmak lazım. Oyunda berber kullanılabilir bir mekan. Şöyle ki, karakterinizi komple değiştirebilirsiniz. Bonus saçlar, bıyık, belki biraz sakal ya da kısacık saçlar ve keçi sakalın yanına bıyıksız bir surat. Siz seçin, tamamı değiştirilebilir bir tiptesiniz neredeyse. Dövme ekleyin. Koluna ya da eline yakın olabilir. Sonuçta siz bir çete üyesisiniz ve insanlar bunu görmeli değil mi? Yoksa nasıl korkutucu olacak ve isminizi yayacaksınız? Kıyafetlerinizle oynayın sonra, spor ya da takım kıyafetler olabilir. Kiminle dans ettiğinize göre üzerinizi de düzenlersiniz. Hepsi parmaklarınızın ucunda.

Oyuna son eklemek istediğim özellik yüzebilmek. Evet, fazlaca gelişmiş olmamakla birlikte, artık yüzme imkanına sahibiz. Geçmiş olsun, kolay gelsin.

Evet ahbap, buralardan ben haraç alırım.

Tamam, sıra geldi artık benim son sözlerimle birlikte kıstaslarıma. Evet, gerçekten yeni bir arşivlik oyun, yeni bir kült olmaya doğmuş yapımla karşı karşıyayız. Rockstar artık bu işi öğrendiğini ve oyuncu için çalıştığını kanıtlamış. Başından oynadığım noktanın sonuna kadar eğlendiren ve kendini sevdiren bir çalışma ile karşı karşıyayız. Şurası ya da burası ile sıkılmadığım için açıkçası sadece �keşke karakter grafikleri biraz daha iyi olsaydı� demekten başka kusur bulamadım. Onu da açıkça ve fütursuzca PS2�nin grafik yeteneklerine sarkıtıp konuyu kapatmak istiyorum. Oyunun maşallahı var vesselam. Alınacak, oynanacak ve hakkında bir laf edilmeyecektir.

Darısı kalan sistem sahiplerine. PS2�si olanlara gün doğdu.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive