Gönderen Konu: FarCry (PC)  (Okunma sayısı 442 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
FarCry (PC)
« : 02 Ağustos 2007, 14:34:27 »
Half-life'ın çıktığı günü dün gibi hatırlıyorum. Hayatımda çok önemli bir dönüm noktası olmuştu. Grafikleri, oynanabilirliği, ilk defa gördüğümüz oyun içi videoları ile ağzım açık kalmıştı. Yılın oyunu seçilmesine hiç şaşırmamıştım çünkü o potansiyele ve fazlasına sahipti. Half-life 2'yi beklerken bir anda karşımıza Doom 3 çıktı. E3 fuarından sızdırılan alpha versiyonu ile bir kez daha ağzımız açık kalmıştı. Oyun dünyası bu gelişmeler ile sallanırken, başında 3 Türk kardeşin bulunduğu Crytek firması bir bomba daha patlattı. İlk başta grafik motoru hazırlayıp satmayı düşünürlerken, motoru oyun yapıp tanıtmayı tercih ettiler, bence çok da doğru bir karar verdiler.

Herşey sadece bir roket ile başladı

Oyun daha çok bir teknoloji şovu gibi gözükse de konu es geçilmemiş. Jack Carver olarak, yatımızla çıktığımız gezintinin en güzel zamanlarında yanından geçtiğimiz adadan bize atılan roket ile hayatımız bir anda değişiyor. Olaydan sadece bir kaç saniye önce jetski ile adaya doğru yol alan kız arkadaşımız bu patlamadan etkilenmiyor. Derken kendimizi kıyıda buluyor ve neler olduğunu anlamak için araştırmalar yapmaya başlıyoruz. İlerledikçe konu değişiyor, farklı durumlarla karşılaşıyoruz. Olaylar bizi değişim geçirmiş yaratıklar ile bile yüzyüze getiriyor.

Koli koli adacık, baya bir poligon tabi

Farcry, gözden görünüş diye tabir ettiğimiz, FPS türü oyunlardan biri. Oyun hakkında hepimizin bildiği, bilindik durumlardan sadece biri bu. Bütün konunun adalarda geçmesi, oynanışın bu denli gerçekçi olması pek türüne rastlanmaz bir yapım olmasını sağlıyor. Adalardan bahsedelim. İlk başta düştüğünüz ada boyut olarak fazla büyük değil, fakat çevresinde o kadar çok adacık var ki bir şekilde hep adalarda dolaşıyorsunuz. Bol bol bot kullandığınızı tahmin edersiniz herhalde. İsteğe göre yüzerek de geçebilirsiniz. Burada gerçekçilik ufak ufak kendini göstermeye başlıyor. Eğer suda yüzerken fark edilirseniz çekerim silahı vururum diye düşünmeyin, çünkü suda silahlar çalışmıyor. Aynı şekilde koşa koşa düşman avlamak da mümkün değil. Mutlaka durmalı, düzgün nişan almalısınız. Hatta dürbünlü tüfek ile yüzlerce metre ilerideki bir yeri vurmak isterseniz "space" tuşunu basılı tutup bir süre nefesinizi tutmanız gerekiyor ki, namlu fazla sallanmasın. Yapacağınızı görevi "tab" tuşu yardımı ile görebildiğiniz gibi, sol alt köşedeki radar ile de gidiş yolunun ne yönde olduğunu görebiliyorsunuz. Yani bazı oyunların tersine iyi derecede ingilizce bilmeseniz bile Farcry oynamak pek sorun olmuyor. Ada tamamen askerler ile dolu olduğundan görevleriniz sırasında mümkün olduğunca saklanarak ilerlemek çok önemli. İlla ben çatışmaya girmek istiyorum derseniz zaten oyun size bu fırsatı ilerledikçe veriyor. Bazı yerleri geçmek için mecburen sürüyle askeri öldürmeniz gerekiyor.


Yapay zeka çok akıllı be!!

FPS oyunlarının kaderi genelde yapay zekaya bağlıdır. Düşmanlarınız ne kadar mantıklı hareket ediyorsa, oyunun oynanma süresi o kadar artar. Farcry, bu noktada çıtayı çok yüksek bir seviyeye çıkartmış. Öncelikle hazırlanan bir sistem ile düşmanlarınız sizin oynayışınıza göre hareket edebilme yeteneğindeler. Biraz açalım. Diyelim ki ilk defa bu tarz bir oyun oynuyorsunuz, bu durumda bir süre oynanışı çözene kadar düşmanlarınız da sizi fazla görmüyorlar, olayı kapıp da sessiz sessiz gezinip, saklanarak düşman avlamaya başladığınızda, oyuna başlarken seçtiğiniz zorluk seviyesini sonuna kadar zorluyorlar. Uzak mesafelerden dürbünle sizi fark edip, telsiz ile o civarı asker yığıyor, çevrelerinde zırhlı araçlar var ise 2-3 kişi onlara binip geliyorlar. Oyuna adapte oldukça onlar da size göre oynamaya başlıyorlar. Ben bu tarz oyunlarda çok tecrübeli olduğumdan, orta seviyenin üstünde bir zorluk ile başladım. Karşıma 2 düşman çıktı. Biri beni gördü ve diğerine "şurada biri var sen sağdan dolaş" dediğini duydum. Bir kaç saniye sonra çevrede kimseyi göremedim. Malum ada ortamında olduğumuzdan ötürü heryer ağaçlık. Derken bir yerlerden ateş açılmaya başladı fakat nereden olduğunu çözemedim. Bu sırada kendini ağaçların arasında kaybetmeyi başaran diğer düşmanım, benim arkamdan dolaşarak bir güzel öldürdü. Tabi ki ilerleyen bölümlerde ben de onlara buna benzer şakalar yapmaya başladım fakat bu durum benim daha dikkatli olmamı sağladı. Siz onlar için taktikler geliştirirken, onlar da sizin taktiğinize göre hareket etmeyi öğreniyorlar.

Bu oyun fazla gerçekçi

Yazımın okuyucu açısından en acı kısmına geldik, grafik. Farcry'ın aslında bir teknoloji demosu gibi olduğunu anlatmıştım. Dolayısı ile satılacak bir motorun gerçekten kaliteli olması gerekir. Öncelikle geliştirilen POLYBUMP sisteminden kısaca bahsedeyim. Bu sistem, 250bin poligon ve render edilmiş haliyle karşımıza çıkan bir modeli, sadece 1500 poligon ve real-time olarak hazırlayabiliyor. Türkçesi, uzun uğraşlar sonucu hazırlanan, çalışması için çok iyi ekran kartları isteyen gerçekçi modelleri, bu sayede daha az zamanda hazırlanıp, normal sistemlerde de çalışabiliyor. Bunu okuyup da yırttık diye düşünmeyin. Bırakın "High" düzeyde grafikler ile oynamayı, oynayabilmek bile çok zor. Dediğim gibi tam bir görsel şov olan Farcry'ı oynayabilmek için en az 2Ghz işlemciniz, 512Mb Ram'iniz ve 64Mb DirectX 9 destekli bir ekran kartına ihtiyacınız var. Eğer ekran kartınız DirectX 8 destekliyorsa oyun çalışıyor fakat hazırlanan onca efektten mahrum kalacaksınız demektir. Bütün görselliklerden en iyi şekilde yararlanabilmek için 3Ghz'lik bir işlemciye, 1024Mb Ram'e ve nVidia FX 5950 yada ATi 9800 ekran kartına ihtiyacınız var. Oyuna girdiğinizde neden bu kadar güçlü sistem istediğini anında anlıyorsunuz. Bir su efekti var ki akıllara zarar. Yüzlerce metreden dürbün yardımı ile yüzen balıkları görebiliyorsunuz. Çevredeki neredeyse bütün nesneler etkileşimli. Ateş ettiğinizde düşüyorlar, kırılıyorlar, aklınıza gelen her durum var. Merdivenden aşağıya attığınız her nesne farklı şekilde düşüyor, ölü insanlar daha yavaş kayarken, içi boş bir varil patır kütür düşüyor. Ateş ettiğiniz düşmanlarınız neresinden vurursanız ona göre tepki veriyor ve öldüklerinden gözleri kapalı oluyor. Bu tarz detaylı ayrıntılar matematiksel hesaplamalar ile gerçekleştiğinden ötürü işlemcinizin çok hızlı olması gerekiyor. Sesler, ayrıntılı oynanabilirlik, sağlanan atmosfer derken çok arkada kalıyor. Müzikler olaylara göre tepki verdiğinden ötürü dikkat çekiyor.

Son Sözler :

Farcry, geliştirilen olağanüstü yapay zekası, görsel olarak yaşattığı tecrübe, sizi içine hapseden atmosferi ile kesinlikle FPS türleri arasında 1 numara. Doom 3, Half-life 2 gibi beklenen diğer FPS oyunlarının işi gerçekten çok zor.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive