Gönderen Konu: Faces of War  (Okunma sayısı 514 defa)

Çevrimdışı melih123

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 12.490
  • Puan 2352
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - steve_melih@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Faces of War
« : 30 Aralık 2007, 21:16:02 »
Üç günlük dünyada birbirimizi kırmaya değer mi?


 
“Vakti geldi değil mi? Ne de çabuk geçti zaman?

Öyleyse çayımdan bir yudum, simidimden bir lokma, memleketimin havasından son bir nefes alayım. Sonra söz, çıkacağım yola.

Bakma öyle bana ne olur. Her şey hazır, bir alınmadık helâller ve bir de hatıralar. Onlar da geridekilere naçiz mirasımdır kalan.

Ne ilk ne de son İkinci Dünya Savaşı oyunudur bu... Geri dönemem belki, ama bu sözdür sana Sinanım, çıkacağım yola...”

OlgaY’ın “Sinan ver de şu Faces of War’ı oynayalım hele” adlı kasîdesinden...

Efendim, havaların soğumasından da anlaşılacağı üzere gene İkinci Dünya Savaşı temalı oyunların mevsimine girmiş bulunmaktayız. Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası her sene İkinci Dünya Savaşı oyunlarını ülkemize getirir, bir kâse sıcak çorba, bir de İkinci Dünya Savaşı oyunları sonbaharın değişmezi olur. Sakın yakınıyorum sanmayın, zira Sinan’dan bin bir rica ile Faces of War’ı almış bulunmaktayım (Göker’den hızlı davranarak). Aylardan beri elime İkinci Dünya Savaşı temalı, adam gibi bir strateji geçmediğinden bünyeme ilaç gibi geldi diyebilirim (tabii OlgaY FoW oynamaktan, Company of Heroes’a dalma şansı bulamadı henüz – Sinan) . Ama dozaj ve kalite bakımından Codename Panzers ile aynı etkiyi yapıp yapmayacağı konusunda ciddi şüphelerim var. Zira İkinci Dünya Savaşı stratejilerinde CDV markasını aramak bende kronik bir hal aldı.

BROTHERS IN ARMS EZGİLERİ

FoW, Panzers gibi saf, su katılmamış bir askeri strateji. Birim basmak ya da bina kurmakla uğraşmadan kendimizi çatışmanın ortasında buluveriyoruz. Çatışmalar belli mevzileri ele geçirmek üstüne kurulu. Oyundaki her tür materyali kendimize siper edebiliyoruz. Bir siperden diğer sipere hızlıca ilerlemek, düşmanı kuşatmak ve hızla imha etmek temel yapıyı oluşturuyor. Aslında bize düşen sadece askerlerin gitmeleri gereken mevzileri belirlemek. Aynen Brothers in Arms da olduğu gibi doğrudan düşmanı hedef almak yerine, ilk önce sağlam bir mevzi buluyor, düşmanı yoğun ateş gücü ile sindiriyor, varsa ikinci bir takımla çeviriyor ve işlerini bitiriyoruz. Alıştığımız adam adama çatışmalardan biraz farklı. Ayrıca istediğimiz zaman birimlerimizin atışlarını yönetip, kendimiz ateş açabiliyoruz. Bunlar da türün yapımcı 1C’ye has yorumları.

Ama değişmeyen klişeler de var tabii. Mesela bölümlerin başında belli miktarda birim verilmesi ve bunların bölümlerde önceden belirlenmiş olması... Panzers’de en çok sevdiğim özellik, bölümlerde ilerledikçe birimlerimizin niteliğini ve niceliğini seçmemizdi. FoW’da maksat azla zoru başarmak olduğundan elimize en fazla 18-20 kişilik birlikler tutuşturuluyor. Zaman zaman etrafımızda sürü sepet müttefik birlikler oluyor ama belli bir kontrol limitimiz olduğu için onları yönetemiyoruz. Ancak sapır sapır adam kaybetmeye başlayınca ara menüdeki “Call for ally” özelliğini kullanarak bu müttefik kuvvetlerinden yardım alabiliyoruz. Bu da gayet sorunlu bir sistem.

AZICIK ROL YAPALIM

Sıra geldi FoW’un en can alıcı özelliğine. Baylar, bayanlar FoW’da belli asker sınıfları yok! Her askerin kendine ait bir envanteri var. Envanterde hangi silah ya da cephane varsa askerler ona göre bir rol üstleniyor. Bu noktada da FoW, Panzers’den kesin olarak ayrılıyor diyebiliriz. Hatırlarsanız Panzers’de piyadelerin belli sınıfları vardı ve bölüm içinde bu sınıflar değiştirilemezdi. Mesela her askerle boştaki bir tankı ele geçiremezdik. İlle de göreve başlarken yanımızda belli sayıda tank mürettebatı olması gerekirdi. FoW’da böyle bir olay yok. Envanter sistemi olduğundan standart bir piyadeye ne verirsek, ya da neyin içine bindirirsek, rolü oyun içinde gerçek zamanlı olarak değişiyor. Yani bir piyadeye keskin nişancı tüfeği verdiğimizde o artık sniper oluyor. Kurşunu bitince de yerden ya da düşman cesetlerinden mühimmat arayışına giriyor ve kendi rolünü kendisi belirliyor. Ya da boş bir tanka normal bir piyade soktuğumuzda artık o tank mürettebatı oluyor. Bu esnekliğe şapka çıkartıyorum.

BİR TABURU 88'LİKLE DİZE GETİRMEK

Envanterlerdeki çeşitlilik de gayet yeterli. Çeşit çeşit ağır makineliler (efsanevi Browning de dahil), anti-tank silahları, el bombaları, tüfekler ve diğer bir sürü ıvır zıvır… Bunların Alman, Rus, İngiliz ve Amerikan orduları için muadillerinin de olduğunu hesaba katarsak cidden geniş bir cephanemiz olduğunu söyleyebiliriz. Bunun haricinde taşıtlar da en az silahlar kadar çeşitli. Ama en çok sabit topları ve uçak savarları beğendiğimi itiraf etmeliyim. Uçak savarlar piyadeleri, toplar ise toplu birlikleri ve zırhlıları affetmiyor. Özellikle 88 mm topların altını çizmek istiyorum. Güzel bir yere tezgâh açtıktan sonra çok rahat savunma yapılıyor.

Top mermisi ile vurulan bir manga ilk önce afallar ve yarı baygın bir şekilde etrafa saçılır. Sonra kendini toparlar. Ancak ya miğferi ya da elindeki silah çoktan üzerinden uçup gitmiştir. Bu çaresiz durum esnasında da keklik gibi avlanır. Baştan aşağı ağır makinalı, keskin nişancı tüfeği, ilk yardım ekipmanı ve anti-tank bombaları ile donattığım takımımın bir top mermisi ile darmadağın olmasına, miğfersiz ve silahsız oradan oraya koşuşturmasına hayli üzülmüştüm (ama en çok oyunun en civcivli yerinde benzini biten Tiger’ıma üzülmüştüm, o da ayrı). Ama oyuna çok tatlı bir gerçekçilik kattığı kesin. Ayrıca kafasın bir cesetten aldığı Alman miğferini, eline bir ağacın dibine savrulmuş olan bulduğu bir başkasının tüfeğini alan askerler görmek, oyuna olan saygınızı arttırıyor.

YEMİŞİM SAVAŞINI

Yine de Faces of War, sevmesi zor bir oyun. Bir kere, 2. Dünya Savaşı konulu stratejilerden sıkılmamış olmanız gerek (ben sıkılmam, sıkılamam) Envanter sistemi, fizik motoru, doğrudan hedef kontrol sistemi ve bunun gibi onlarca irili ufaklı artısını sayabileceğim halde “şu bölümü muhteşemdi” demek içimden gelmiyor. Oyun teknik açıdan çok iyi olmasına karşın bölüm tasarımlarındaki kıtlık yüzünden potansiyelinin yarısını bile oyuncuya hissettiremiyor. Brother in Arms tadındaki heyecanlı çatışmaları, Commandos gibi ince taktiklere izin vermesi, Codename Panzers kadar ciddi oynanışı ile çok daha iyi bir yeri hak ediyordu oysa. Tek tesellim şu haliyle bile iyi bir oyun olması.



ARTILAR
Yenilikçi envanter sistemi, çarpıcı fizik motoru, hiç bitmeyen aksiyon, taktiksel oynanış ve etkileyici çatışmalar.

EKSİLER
Kendini tekrar eden müzik, zayıf seslendirme, vasat bölüm ve görev tasarımları, birbirinden kopuk bölümler, ara menüye itinayla saklanmış aksiyon komutları.

Grafik: 4/5
Ses: 3/5
Oynanabilirlik: 4/5
Eğlence: 5/5
Multiplayer: 3/5

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.429
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Faces of War
« Yanıtla #1 : 30 Aralık 2007, 22:52:46 »
Paylaşim için saol