Gönderen Konu: Europa Universalis: Crown of The North  (Okunma sayısı 468 defa)

Çevrimdışı melih123

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 12.490
  • Puan 2352
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - steve_melih@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Europa Universalis: Crown of The North
« : 30 Aralık 2007, 21:14:12 »
Karlı dağların, yeşil vadilerin ve perili ormanların diyarında tarihi bir strateji oyunu...


 
Norveç, İsveç ve Danimarka

Atadan savaşçı ve Avrupa’nın geri kalanı gibi Pagan inanışlarını Hıristiyanlığa yedirmiş olan bu ülkeler, Ortaçağ’ın büyük kısmında kanlı iç savaşlar ile çalkalanıyordu. 1275 ve 1340 yılları arasında geçen CoN’da seçebileceğimiz altı taraf var. Bunlar kendi topraklarının başında tacın peşinde olan lordlar ve prensler. Her tarafın gücü EU oyunlarında alışık olduğumuz üzere farklı. Küçük bir Duka’lığı seçerseniz ona göre güçsüz başlarsınız. Öte yandan tarihi düşmanlarınız diğerlerinden daha az ve güçsüz olacağından güçlenmek ve karışıklıklardan yararlanmak için fırsatınız olur.

CoN’un sadece tek bir ana senaryosu var. Yıl 1340 olduğunda, ne olursa olsun oyun bitiyor. Bu zamana gelene kadar bütün haritayı işgal ettiyseniz ya da en çok zafer puanını topladıysanız kazanıyorsunuz. Doğrusu bu oyunda kazanmak öyle büyük bir tatmin vermiyor, fakat esas keyifli olan kaptırıp oynamak. Küçük bölgelere bölünmüş haritada elinizdeki bölgelerde şehir, tarım alanları, ticaret loncaları, kilise, şato, sur, eğitim alanı ve liman yapılarını dikebiliyor ve geliştirebiliyorsunuz. Her seferinde tek bir bina ve ünite yapmak mümkün. Çoğu ünite de, mesela oyunda düz alanlarda en güçlü olan şövalyeler beşinci seviye şato ve kilise gerektiriyor. Footmen’ler engebeli araziyi tutmakta, crossbowmen şövalyeleri indirmekte, paralı askerler de kuşatmalarda kuvvetliler. Bir de şövalye yamağı, yani hafif süvari ve üç çeşit gemi bütün ünite çeşitlerini oluşturuyor. Doğru yerde doğru kombinasyonları kullanmak gerekse de genelde daha kalabalık orduyu yapmak yeterli. Kuşatma cihazlarını yapıp yollamıyoruz, saldıran ordu karşı orduyu yenince kuşatmaya başlıyor, surların gücü düşüyor ve yeterince dayanırsanız bölge sizin oluyor.
Oyunda; köylülerle, soylularla, rahiplerle ve tüccarlar ile aranız sadece isyan sıklığı ve gelire etki ediyor. Kaynak kontrolü ise çok dengesiz olduğundan bir süre sonra anlamsız bir şekilde zengin oluyorsunuz ve parayı harcayacak pek bir yer de yok. Buğday deseniz aynı şekilde, kıt olması gerekirken gittikçe yığılıyor. Bu gümüşü en iyi diplomasi ile değerlendirip milleti en yakın dostunuz haline getirebilirsiniz.

Basit ve eğlenceli mi, yoksa sığ ve sıkıcı mı?

Maalesef bir yerden sonra oldukça sıkıcı, çünkü tek yaptığınız bölgeden bölgeye koşturup asker üretmek, onları toplayıp bir yerlere yollamak. EU 2 ve Hearts of Iron ile aynı derinliği ve çeşitliliği bekleyenler benim gibi hayal kırıklığına uğrayacaktır. Haçlı Seferlerine katılıp katılmamak, Avrupa’ dan gelen bir sanatçıya nasıl davranacağınıza karar vermek, bir soylunun oğlunu şövalye yapıp yapmamak, kiliseye nasıl davranacağınıza karar vermek gibi tatmin hissi veren kararlar... Ancak oynayacak başka hiçbir şey bulamazsanız otomatik pilota bağlayıp oynayabileceğiniz bir oyun.



Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.413
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Europa Universalis: Crown of The North
« Yanıtla #1 : 30 Aralık 2007, 22:52:32 »
Paylaşim için saol