Gönderen Konu: ECHO: Secrets of the Lost Cavern  (Okunma sayısı 513 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
ECHO: Secrets of the Lost Cavern
« : 10 Ağustos 2007, 19:17:14 »
Beynim sulandı, gerçekten... Şu güzel yılbaşı günü (31 Aralık), yeni yıla gireceğimiz gün, allak bullak oldum. İnanmayanlar, güzide editörüm Yiğit�e danışıp, ruh sağlığımdan haberdar olabilir. Kafamın iyi olmamasının tek nedeni, bu �Echo: Secrets Of The Lost Cavern� denen varlığın (oyun olurlar kendisi) benim evime girmiş olması. Ben hangi akla uyupta bu oyunla sürücümü tanıştırdım, kaynaştırdım, evlendirdim. Oyun damat oldu sürücüme. Hayır diyemedik. Törende şahit olduk. İyi mi ettik acaba? Hımmm... Sanırım, sanırım iyi ettik. Ya da belki de kötü etmişizdir. Bilemiyorum. Dedim ya size, �beynim sulandı�...

Echo�da Arok adlı kahramanı yönetiyoruz. Oyun taa eski çağları konu alıyor. Arok, bir gün ava çıktığında bir aslan tarafından kovalanır ve bunun sonucunda tek kurtuluşu mağaranın birine saklanmakta bulur. Fakat burada olacaklardan, daha doğrusu alacağı karardan hiçbir haberi yoktur. Mağaranın taş duvarlarına yazılmış ressam Klem�in imzasına rastlar. Bunlardan çok etkilenen Arok, Klem�in peşine düşer. İşte, konu böyle basit. Zaten oyun konu üstünde pek durmuyor. Peşpeşe gelen bulmacalar beyninizi sulandırıyor, o gününüzü yaşamak için sizde kafa bırakmıyor. Bu bulmacaların zor olduğunu da düşünürsek, oyunun üstünde bayağı kafa patlatıyoruz. Zaten şimdiden söylemek isterim ki, Echo�yu sadece macera (adventure) türü oyunları sevenlere öneriyorum. Benim gibi macera oyunlarını sevmeyip, hatta bu tür bulmacalı yapımları oynamayı pek beceremeyip, sadece Echo�yu denemek için alırsanız olacaklardan ben sorumlu değilim. Beceremezsiniz, işte çok açık söylüyorum. Zaten ben hayatımda en fazla yedi farklı adventure tatmışımdır ve bunların içinden sadece biraz aksiyona da sahip olan Fahrenhait�ı becerebilip, bitirmişimdir. Oyunun bitiş müziğini dinlerken, �Ben hâlâ ben miyim acaba?� sorusunu sormuşumdur kendime. Çünkü gerçekten beceremem ben bu türü. Evime bir gün konuk olun, adventurelardan birini oynamamı izleyin, �Sen aptal mısın evlat?� demeden kalkmazsınız sandalyenizden.

Biraz önce dediğim gibi, Echo�da çok fazla bulmaca var, çok fazla kafa patlatıyoruz. Ama bunu kesinlikle bir eksi olarak görmüyorum, çünkü bulmacalar birbirini tekrar etmiyor. Hiçbiri tam olarak birbirine benzemiyor. Bu konuda çeşitlilik sağlamayı başarmış yapımcılar. Siz de biliyorsunuz ki bazı macera oyunlarının bulmacaları sürekli birbirinin taklididir. Hep aynı tür bulmacaları çözmekten bıkar ve o oyunu bilgisayarınızda kullanmak yerine, CD�siyle çocukluk ederek frizbi oynar ya da kıro takılmak isterseniz otomobiliniz varsa dikiz aynasına bir iple asarsınız CD�yi. Bunları yapmak yetmezse ve içinizdeki sadistliği ortaya çıkarmak isterseniz de, CD�yi jilet yerine kullanıp veya da ayağınızla düz bir yere biraz yanlamasına dayayıp üzerine hızlıca basarak kırabilirsiniz. Yani anlayacağınız kötü oyunlar da az da olsa işe yarayabiliyor.

Bulmaca diyordum... Evet, bulmacalar çok çeşitli fakat zor! Adventure'a benim gibi alışkın olmayan biriyseniz, bir bulmacayı geçmek saatlerinizi alabilir. Belki de bana böyle olmuştur, sizlere kolay gelecektir oyun. Bilemem tabiî ben bunu ama bana zor bir oyunmuş gibi geldi Echo.

Echo�nun güzel yanlarından biri de atmosferin çok güzel olması. Çevre dizaynları çok güzel hazırlanmış. Kendinizi o eski çağlardaymış gibi hissediyorsunuz. Böyle hissettikçe kendinizden geçiyor, oyuna daha sıkı tutunuyor, maceradan maceraya koşuyorsunuz. Fakat çok fazla bulmaca yüzünden bu macera fikri biraz monotonlaşıyor, her işte bir kusur vardır ya...

Grafikler ise kusursuz denecek kadar güzel. Gözünüzün sinir olmasına yarayacak hiçbir etmen yok. Yapan yapıyor vallahi. Bu konuda yapımcıların emek verdikleri ortada. �Ne ekersen onu biçersin�... Kheops Studios�da iyi ekmiş iyi biçmiş. Biçen biçene... Gelelim oyunda bir başka iyi bulduğum nokta olan seslere. Özellikle bu konuda müzikler çok büyük başarı göstermiş. Atmosferle birleşen o güzel müzikler, muhteşem bir ortam yaratıyor. Huzur getiriyor monitörünüze, hehe... Üstüne üstlük karakterlerin seslendirmeleri de iyi olunca, Echo kaliteli adventure oyunları arasında kendine yer buluyor. Oynadığım macera oyunlarının neredeyse bir elin parmakları kadar olduğunu da düşününce, Echo�yu alarak gerçekten iyi bir seçim yapmışım tezine kesinlikle varıyorum. Helal olsun, adamlar iyi iş çıkarmış, bana da geriye oynayıp, sonra da incelemek kaldı...

Not: Herkesin yeni yılını kutlar, sevdiklerinizle iyi günler geçirmenizi dilerim. Bu dilek bu yazıma nasip oldu, iyi oldu. Ben de 2006�ya iyi giriyorum ve galiba da iyi çıkacağım...
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive