Gönderen Konu: Dark Messiah of Might & Magic  (Okunma sayısı 561 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Dark Messiah of Might & Magic
« : 10 Ağustos 2007, 19:01:05 »
ki türün birbiriyle buluştuğu oyunlar, kısırlaşmaktan kurtulamayan oyun dünyasına bir renk getiriyor olmalı ki, bazı yönleri eksiklerle dolup taşsa dahi ilgi çekmeyi başarır. Bu tür birleşmeler, son zamanlarda yapımcıların ortaya özgün işler çıkarma gereksinimi hissedip de, amaçlarına tam anlamıyla uygun olmayan fikirler yürütmeleri sebebiyle az da olsa gerçekleşmekte, fakat genellikle, artık sıradanlaşmakta olan "rol yapma ögeleri katma" özgünleştirmesi uygulandığı için, olması tahmin edilen yenilikçilikler sadece olmuş gibi gösterilmekte kalıyor. Rol yapma ögelerini katarak özgünleştirme çalışmaları yapmanın, özgünleştirmeden sayılmamasını önlemenin şimdilik akla gelen en mantıklı yolu ise, bir türe rol yapma ögeleri katmaktan değil, bir türün oynanışını rol yapma türüyle sentezlemekten geçiyor. İşte, belki bazı yönlerden önemli eksikleri olsa bile, Dark Messiah of Might & Magic'te yapılan da tam anlamıyla bu.

 Might & Magic ismi yaklaşık yirmi yıldır kullanılmakta, fakat bu kez, daha önce olduğu gibi rol yapma ve strateji türleri için değil, aksiyona, daha doğrusu birinci bakıştan vuruşa dayalı rol yapma türleri için kullanılıyor. Karanlık bir amaca baş koyan Phenrig isimli büyücünün yanında, kimsesiz olmasının yol açtığı çaresizliğin de etkisiyle acemi bir sihirbaz-savaşçı olarak çalışan Sareth, ustasının kendisini görevlendirmesiyle ufak eğitim bölümlerinden -bizim kontrolümüz dahilinde- geçer ve karanlık, tehlikeli dünyaya salınır, fakat yalnız olarak değil: Öğrencisinin durumunu göz önünde bulunduran Phenrig, Sareth'in yanına, onu gözetmekle hükümlü bir yardımcı verir: Xana.

 "Yardımcı"nın ne kadar yardımcı olduğu tartışması bir yanda dursun, oyun boyunca amacımız, verilen görevler eşliğinde şovalye, büyücü ya da suikastçı -veya hepsi- olarak her birinin yaklaşık 45 dakikalık oynama süresi bulunan on bölümü sağ salim bitirmek. Şovalye gibi "takılırken" ok, kılıç gibi silahlar kullanarak karşımıza çıkan düşmanlarla mücadele ederken, büyü güçlerimizden faydalanıp büyücü sıfatını almak, veya asosyal olma hakkını kullanarak suikastçı damgası yemek de elimizde. Tabii, oyun şimdiye dek görüldüğü gibi, sadece aksiyon tabanına dayandırılmış bir şekilde işlemiyor. Görevleri başarıyla tamamlayıp düşmanların hakkından geldikçe, teknik puanlar kazanıyoruz ve bu teknik puanları dilediğimiz kategoriden birine vererek karakterimizi geliştiriyoruz. Bu kategoriler; silah kullanma ve savunma yapma tekniği, ateş, elektrik, buz ve savunma olmak üzere dört ayrı bölüme ayrılan sihir tekniği ve fiziksel güç teknikleri olarak üçe ayrılıyor. Silah kullanma ve savunma yapma tekniğini geliştirip, sihir gücümüzü arttırdıkça saldırı gücümüzü yükseltirken, fiziksel güç tekniklerini arttırarak dayanıklılığımızı ve direncimizi kuvvetlendirerek güçlü düşmanlarla daha uzun süre mücadele edebilmemizi sağlayabiliriz; ne zaman, hangi tekniğin geliştirileceğini, oyuncu kendi iradesine göre belirliyor.

 "Aduketimsi" sihir güçlerinin dışındaki gerçekçi silahların kullanımı, beklenmeyecek kadar iyi hazırlanmış. Özellikle kılıçlı mücadelelerde, gerektiğinde kılıcı zırh olarak kullanıp, gerektiğinde saldırarak yapılan savaşlar, bulunması zor Orta Çağ oyunlarını aratmayacak nitelikte. Bazen şansa, bazen beceriye göre, saldırıların yönüne bağlı olarak düşmanların savaş ömrü belirleniyor. Bir düşmanla kılıç mücadelesi verirken dakikalarca uğraşmanız gerekebilirken, daha ilk darbede kelle uçurmak da mümkün, zaten, yapay zekânın pek iyi olduğunu söylemenin mümkünatı yok, düşmanlara ne olacağını kendilerinden çok biz belirliyoruz. Sadece gerçekçi silahlarla veya sihir gücüyle değil, etraftaki nesneleri kullanarak da düşmanlara tuzaklar kurabiliyoruz; fakat onların kullanabildiğini söyleyemeyiz, sadece ateşe doğru gitmelerini sağlamak bile körü körüne yanmalarına sebebiyet verebiliyor, ya da, arkamızda uçurum olmasına rağmen tekme atarak aşağıyı boylamamızı akıl edemeyebiliyorlar, çoğu kez.

 Yapay zekâ oyunun en büyük eksilerinden biri olarak geçinedursun, yapay zekâyı kapatarak oyunun zorlaşmasını sağlayan çok önemli etkenler göze çarpıyor. Etraftaki mekân bulmacaları bazen kafa yorulması gereken çözümler isterken, düşmanların sadece insan olmayıp, bazen yaratık, bazen yarı insan olması, özellikle de yaratıkların cyclop, orc gibi zorlayıcı türlere ayrılması yapay zekânın düşük seviyeliliği ile kolaylaştığı zannedilen bölümleri yeniden zorlaştırıyor; fakat, her yaratığın, özellikle de bölüm sonlarındaki yaratıkların, yenilmeleri zor gibi görünmesine rağmen, keşfedildiğinde kolaylıkla deşilebilecek zayıf yönleri bulunuyor. Zayıf yönü keşfedilmeyen güçlü bir canavarı normal yollardan geçmeye ise ne yürek, ne teknik güç dayanıyor.

 Dark Messiah of Might & Magic'e aksiyon ve rol yapma türlerinin yanı sıra, maceramsı bir hava veren mekân bulmacaları ise, her zaman olmasa da, zaman zaman zorlayan ufak "fark etme" detaylarından oluşuyor. Uzun uzadıya, bir macera oyunundaki gibi bulmacalar çözmüyoruz, fakat oyun genellikle kapalı mekânlarda geçtiğinden, bu kapalı mekânlardan çıkmak bazen iyi bir göze sahip olmayı gerektiriyor. Karanlık bölgelerde, mekândan çıkılmayı sağlayacak bir merdiven veya boşluk, zaman zaman kesilecek bir ip, veya yapılacak başka bir şey bulmak göründüğü kadar kolay olmayabiliyor, özellikle tavan gibi akla pek gelmeyen yerlere göz atmak ihmal edildiğinde.

 İplerle, merdivenlerle, uçurumlarla uğraşılan bir oyunda karakterin akrobatik olmasını beklemek de haksızlık sayılmaz, fakat elimizde maalesef Prince of Persia kadar hararetli bir oyun yok. Uzun süreli mücadeleler sırasında, adrenalin seviyesinin üst seviyelere çıkmasıyla birbiri ardına kombolu saldırılar yapabilse de, büyülerle, oklarla, kılıçlarla, iplerle ve yaratıklarla uğraşmasına rağmen, Sareth gayet ağırbaşlı ve hareketsiz bir savaşçı olma özelliği taşıyor. Tek hareket, yapımcıların kıyağıyla, yürürken veya koşarken ekranın gerçekçi bir şekilde sağa sola kaymasıyla oluşuyor.

 Source motorunu kullanan bir oyundan beklenebileceği gibi, Dark Messiah of Might & Magic, hem tartışılması absürd kaçacak bir grafik kalitesine sahipken, hem de düşük sistemlerde dahi fazla kasılma yaşamadan rahatlıkla çalışabiliyor. Karanlık ortamlardan kurulu mekânlara sahip olan bir oyunun bu kadar iyi ışıklandırma efektlerine sahip olması, hiç kuşku yok ki oyundan alınan keyfi arttırıyor; fakat, mekânların biraz fazla boş olması gibi bir eksiklik göze çarpabilir. Hemen hemen her mekânda, gerçekçilik dışı bir boşluk göze çarpıyor, etrafta sadece işe yarar objelerin olması bir zorunluluk mu? Kullanılan motorla birlikte, ölüm ve vuruş efektlerinin ne kadar kalitelileştiğini de tahmin edebilirsiniz; ancak görsel efektler için geçerli olan durum, ses efektleri için aynı nitelikte geçerli değil. Müziklerin, iyi olmasına rağmen fazla sönük kalması bir yana, hiçbir ses efektine iki kulağınızı birden vereceğinizi düşünmüyorum; sadece olması gerektiği kadar olan, ayrıca bahsedilmesi gereken hiçbir özelliği bulunmayan sesler mevcut.

 Oldukça kısa süren tek kişilik senaryo bölümünün ardından çok oyunculu bölüme dadandığınızda, bu bölümde harcayacağınız sürenin fazla olmayacağını çok geçmeden anlayabilirsiniz. Deathmatch, team deathmatch ve capture the flag gibi bilindik türlere ayrılan çok oyunculu bölümde, herhangi bir bölümde oynayarak yavaş yavaş karakterimizi geliştiriyoruz, fakat çok oyunculu bölümü ya vuruş oyunu olarak tam anlamıyla, ya da rol yapma oyunu olarak tam anlamıyla oynayıp, ikisinin ortası bir çok oyunculu bölüm istemeyen oyuncuların çoğunlukta olacağını tahmin ediyorum, dolayısıyla, çok oyunculu oyun için Dark Messiah of Might & Magic, birçok oyunun gölgesinde kalacaktır.

 Son dönemlerin kaliteli yapımları arasındaki yerini alması işten dahi olmamasına rağmen, içerdiği fireler ve kısalığının üstüne, yaşam süresi uzun olmayan bir çok oyuncu bölümü bulunması sebebiyle unutulmazlar arasına girmesi biraz zor görünüyor Dark Messiah of Might & Magic'in, ama, iki popüler türden yarattığı melez tür, oynanış çeşitliliği ve görsel kalitesi sayesinde, bu yılın en iyileri arasına girmemesi için hiçbir sebep yok.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive