Gönderen Konu: Beach Life  (Okunma sayısı 828 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Beach Life
« : 10 Ağustos 2007, 18:50:50 »
Yaz aylarının sonuna geldiğimiz ve kış sezonuyla birlikte okulları açtığımız, dizilere başladığımız ve yavaş yavaş yoğun iş temposuna girdiğimiz şu günlerde sıkıntıdan 2-3 yıllık oyunlara yönelmeye başladık. Hazır yaz aylarındayken -aslında bitiyor ama olsun- manda deviren sıcaklarına uygun bir oyunu sizlere anlatmaya karar verdim ve  tycoon türüne ait ilgi çekici "sıcak" bir oyun olan "Beach Life"ı oynadım. Bakalım kimler bu yazıyı okuduktan sonra 2003 sonbaharında piyasaya çıkan ve üzerinde epey bir zaman harcadığım ender oyunlardan biri olan "Beach Life"ı almaya karar verecek...

  Beach Life, yani Kumsal Yaşamı, her ne kadar adında "tycoon" kelimesi geçmese de bir tycoon oyunu. Oyunun ismi "Beach Tycoon" da olabilirdi ama Beach Life daha bir şekil olmuş, isim seçiminden dolayı yapımcı Eidos'u tebrik etmek gerekir. (Bu "tebrik etmek gerekir" cümle kalıbını hakemliği bırakıp TRT'de yorumculuğa terfi eden Ali Aydın çok kullanıyordu, ben de ondan kaptım.) Tatil köyü işletmeciliğini konu alan oyunumuzu daha yüklerken "Ben bu oyunu oynarım arkadaş!" diyoruz çünkü yükleme sırasında ekrana bikinili kızlar geliyor. Bazen  ikizlerine takke takmayı unutmuş olanlar da geliyor ama maalesef yükleme menüsü 18 yaş sınırı gerektirecek olan görüntüleri örterek insanı bedbaht ediyor. Bu arada yakında Ege-Akdeniz civarlarındaki kumsallarımıza mavi bayrak dışında bir de +18 bayrağı asılırsa hiç şaşırmayın, insan oralara gittiği zaman bakacağı yeri şaşırıyor. Neyse, oyunu yükledikten ve açtıktan sonra ana menüye giriyoruz ve iki çeşit oyun türüyle karşılaşıyoruz: Görevli Oyun ve Serbest Oyun. İki türde de bazı haritalar açık, bazı haritalar kapalı ve görevleri başarıyla sonuçlandırdıkça yeni yeni haritalara kavuşuyoruz. Görevler çoğunlukla "Şu sürede şu kadar ziyaretçi barajını aş!" veya daha da zorlaştırılmış bir şekilde "Şu sürede köpek balıklarını kontrol altına alıp yerleri de temizle ve tatil köyünü şu kadar yıldıza çıkar!" şeklinde iken, mekânlarımız ise çoğunlukla tek bir kıyı şeridi değil, tam bir ada oluyor. Bu tür oyunlarda genellikle serbest oyun stilini daha çok severim ama maalesef görev yapmayana serbest stil de verilmiyor. Oyunun başında küçük küçük adalarla ve az inşa seçenekleriyle idare ediyoruz fakat bölüm ilerledikçe daha büyük ve zevkli adalara kavuşabiliyoruz...

 Oldukça gerçekçi öğelere sahip olan oyunumuzda bir çok sorunla baş etmek zorundayız. Mesela oyun ilk başladığında, inşa işine de başlamış oluyoruz fakat maalesef tatil köyümüzü kapatmak gibi bir opsiyonumuz olmadığından tatilciler daha ilk dakikalardan otobüs veya vapur yoluyla mekânımıza akın ediyorlar. İlk geldiklerinde fazla mutlu olamıyorlar çünkü ortalıkta eğlendirici bir şeyler yok, bu yüzden de otele eşyalarını bıraktıktan sonra başlıyorlar ağlamaya. Etrafta inşaat sesini veya çöpleri gördükçe de kellelerinin üzerinde aynı yeni transferlerin kameralara yaptıkları gibi �okey� anlamına gelen baş parmak çıkıyor. Bu parmak eğer eleştiri olumlu yöndeyse yukarı doğru, olumsuz yöndeyse aşağı doğru oluyor. İlk başlarda kısıtlı bütçemizi zorlayarak inşaatları yaparken, bir anda insanı dumura uğratan bir sorunla karşılaşıyoruz: Elektrik yetmezliği! Arkadaşlar, ilk defa bir tycoon oyununda böyle �cool� bir sorunla karşılaştım, oyunda elektrik dengesini bile trafo vs. yaparak biz sağlıyoruz. Şayet çok fazla bina yaparsanız bu konuda sıkıntı çekmeniz işten bile değil, adanızın bir bölümünü jenaratörlere ayırsanız hiç fena olmaz.

 Diğer çoğu tycoon oyunundan farklı bir şekilde inşaat olayının kademe kademe maaşlı çalışanlarınız tarafından yapıldığı oyunumuzda bina konusunda strateji oyunlarına taş çıkaracak derecede çeşitlilik var. Otel, pansiyon, havuz, sauna, büfe, lokanta (�restorant� diyor gençlik), kahvehane (�cafe� diyor gençlik), disko, bar, kumarhane, ateri salonu, havuz, yelkenli iskelesi, tekne iskelesi, şezlong satıcısı, ocak başı (barbekü), duş, tuvalet, hastane� Sürer gider! Bunların dışında bir de maaşlı çalışanlarınız için yapmanız gereken binalar mevcut. Temizlikçi evi, polis bürosu, tamirci evi� Bu binalar da yer konusunda sıkıntı çekmemize yol açan diğer etkenler. Adanızda 50 temizlikçiye ihtiyaç varsa tam 10 tane temizlikçi evi yapmanız gerekiyor çünkü bir evden ancak 5 temizlikçi çıkabiliyor. Aynı şey polisler ve tamirciler için de geçerli. Denizde bulunan köpekbalığı tehlikesi ve boğulma tehlikesine karşı ise her bir kuleden sadece 1 tane çıkan can kurtaranları kullanıyorsunuz. İnşaat işçilerinde ise tip bir olay mevcut, daha çok işçi için yeni binalar yapamıyorsunuz ve adanızda taş çatlasa 8 işçi barındırabiliyorsunuz. Bir de �rehber� diyebileceğimiz çalışanlarımız var, onlar ise adada boş boş dolaşıp millete tatil köyümüz hakkında bazı sorular soruyorlar ve milletin görüşlerini, isteklerini ve eleştirilerini bize ulaştırıyorlar. Bu arada polisler konusunda söylemem gereken bir şey var, adamların tatilcilere karşı olan tavırlarını kendimiz ayarlıyoruz. İster İngilizler gibi soğuk ve sert, istersek de sünger gibi kibar olmalarını istiyoruz. Bütün bu çalışanların başarıları ise tek bir şeye bağlı: Maaş! Çalışanlarınıza ne kadar iyi para verirseniz, o kadar vasıflı çalışıyorlar. Aksi takdirde pek mutlu olmuyorlar ve başarı oranları da düşüyor.

 Bir turistin en sevdiği şey nedir? Ucuz bira! Arkadaşlar, oyunda çok gelişmiş bir içki ayarlama opsiyonu var. Yaptığınız bir barda satılan içkinin türünü (bira, tekilla, viski vb.), fiyatını ve sertliğini ayarlayabiliyoruz. İçki sertliği konusunda dozajı kaçırırsanız, barların etrafındaki çöp kutularının, sokak lâmbalarının kırılmaya başladığını ve yerlerin çöp dolduğunu göreceksiniz. E bu da temizlikçiler, tamirciler ve polisler için ekstra iş; turistler için ise daha çok aşk ve daha çok eğlence demek. Artık ayarı siz tutturun� Bu �ayar� olayı diğer bazı binalar için de geçerli. Mesela aktivite sahnesinde o gün ne yapılacağını da ayarlayabiliyoruz. Bedava tişört dağıtılacak, tiyatro oynanacak vs�

 Oyunda görsellik bakımından da bizi çok büyük bir içerik bekliyor. Yüzlerce çeşit çiçek, yüzlerce ağaç, onlarca heykel, duyuru panoları, çeşit çeşit sokak lâmbaları, çöp kutuları, reklam panoları� Ayrıca çimleri bile kendimiz yenileyip Şükrü Saraçoğlu Stadı�nın şu anki hâline benzetebiliyoruz! (Zaten stadın daha önceki hâlini ne siz sorun ne ben söyleyeyim!) Şu ana kadar saydığım bütün içeriği düşününce, Beach Life�ın Rollercoaster Tycoon�u bile geçebilecek kalitede ve seviyede olduğunu düşünüyorum.

 Beach Life�ın grafikleri de şu ana kadar bir tycoon oyununda görülmüş en kaliteli grafikler. Zaten oyunumuz tepeden görünümlü olsa da son moda strateji oyunları gibi olmuş, etrafa istediğimiz kadar zoom yapabiliyoruz. Tatilcilerin hareketleri falan gayet gerçekçi ve hoş. Yalnız tatil köyümüzü beğenmeyen insanların ağlamaları çok saçma olmuş. Harbi lan insan hiç geldiği yer güzel değil diye ağlar mı? Toplar eşyalarını başka yere gider! Turistlerin sesleri de gayet güzel. Kızlara hava atmak için 50metre açılan heriflerin boğulmasını izlemek çok zevkli oluyor, bağırışları bayağı gerçekçi olmuş. Çok içip kafayı bulan tiplerin attıkları koca karı kahkahaları da duyulmaya değer cinsten. Müzik konusunda ise yapımcılar bize aynı bina konusunda olduğu gibi geniş bir içerik sunmuş. MP3 listemizde, birbirinden güzel olan ve yaz sıcaklarına tam oturan müzikler bulunuyor. Ayrıca listemizden bu müziklerin hangilerinin gece çalmasını, hangilerinin gündüz çalmasını veya hangilerinin hiç çalmamasını ayarlayabiliyoruz. Kaliteli olmuş ne diyelim�

  Çıkış tarihinin üzerinden 2 yıla yakın süre geçmesine rağmen �En güzel tycoon oyunları� listesinde ilk sıralara, hâtta ilk sıraya koyabileceğim Beach Life�ı oynamadan ticarete atılmayın diyorum, iyi turist kazıklamalar�
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive