Gönderen Konu: Alan Wake  (Okunma sayısı 596 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Alan Wake
« : 10 Ağustos 2007, 18:48:34 »
Rüyalarıyla var olan, rüyalarını yazan ve tüm kâbuslarının rüyalarında kaldığı başarılı bir yazardım. Rüyalarımın var oluş kaynağı, sevdiğim kadın yanıbaşımdan kayıp gidince, rüyalarım da, ben de kısa süreliğine var olup, kayıp giden hayaller gibi yok olduk. Her şeye yeniden başlamak ve tedavi olmak için, kendi hâlinde, huzurlu bir kasaba olan Bright Falls kasabasına taşındım; fakat kasabanın hâli hiç de dilediğim gibi değildi: Tedavi olmamı sağlamasını beklediğim güzel bayan, kaybolan var oluş kaynağıma öyle benziyordu ki, zaten kendimi kaybetmişken, bir de onun içerisinde kayboldum. Rüyalar yeniden başlamıştı, yazarlık kariyerim toparlanma yolunda hızla ilerliyordu; fakat akıl almaz bir sorun vardı. Rüyalar rüya değil, gerçekler gerçek değildi; her şey alt üst olmuştu, artık kâbuslar rüya olmaktan çıkıp, birer anı olmuşlardı. Yaşıyor muydum? Karanlığın getirdiği varlıklar da kim?

 Hazırlanış süresi dışında neredeyse hiçbir özelliği eleştirilmeyen, tabiri caizse çığır açan bir aksiyondu Max Payne. Remedy, Max Payne'in yegâne yaratıcısı ve bitiricisi, "keşke devam etse" denilen oyunuyla adını zirveye taşımakla kalmamış, takip eden aksiyon oyunlarının da bu başarıdan kendilerine pay çıkarmasını ve aksiyon türünün önemli bir yol kat etmesini sağlamıştı; işte aynı Remedy, bu kez yeni çığırlar açmak ve türü yeni getirileriyle etkilemek üzere, Alan Wake'i tabaklarımıza koymaya hazırlanıyor. Tabaklarımız ne zaman dolacak, bu filmvâri yapı sayesinde gözlerimiz dolacak mı, tüm vaatler yerini bulacak mı, henüz bilemiyoruz; fakat bildiğimiz bir şey var ki, tüm bunları bilmekten daha değerli: Alan Wake, tüm dünyaya, aksiyon türünün, çoğu firmanın gösterdiği gibi kısır bir tür olmadığını öğretecek. Bu bir "psikolojik aksiyon" ve burda nişan alma kabiliyeti değil, beyin önemli.

 Ne zaman bir oyun hakkında aşırı derecede iddialı konuşulsa, umutlu davranılsa ve yayımlanan videolar ağızları açık bıraksa, yapımcı firma adından daha önce söz ettirmeyen bir firma olduğu sürece, oyun çıktığı vakit şapka düşer ve kelle görünür, oyunun görüntüden başka bir şey olmadığı anlaşılır. Alan Wake için de bu durumun oluşacağından korkuyorsanız, şu haberi vermekte fayda var: Max Payne'i hazırlayan ekipte çalışan çoğu kişi, Alan Wake'in yapımında da emek harcıyor ve bunun kanıtını oyunun senaryosundan anlayabilirsiniz. Bu senaryoyu kim yazmış olabilir? Acılı aile babası Max Payne'in hikâyesini yazan Sam Lake mi acaba? Sam Lake, oyunun sadece bir aksiyon oyunu olmadığının, sadece nişan alma kabiliyetiyle bir arpa boyu yol dahi kat edemeyeceğimizin altını çiziyor: "Bulmacaları çözmek ve olan biteni anlamak, derin bir düşünce gücü gerektiriyor."

 Tüm bu söylenenlere rağmen, hikâyenin geleceği ve Alan'ı o kadar sık boğaz ettiği söylenen garip varlıkların ne olduğu hakkında hiçbir bilgimiz yok; fakat Remedy'nin "yaratık" kavramına ve fantastik dünyalara uzaklığını düşünürsek, bir de yayımlanan videolarda göze çarpan -insan görünümlü- cübbeli varlıkları hesaba katarsak, ortada tamamen gerçekçi fakat bir o kadar da akıl almaz bir durum var, ve neler olduğunu çözmek için uzun bir süre beklemeliyiz. İşte bir oyunun kendini bekletmesi için yapması gereken tek şey.

 Remedy -sakın GTAvâri bir oyunla karşı karşıya olduğumuzu düşünmeyin- Alan Wake'in ferah aydınlıklarının ve boğucu karanlıklarının yaşanacağı Bright Falls'un yaklaşık 10km karelik bir alana yayılan geniş içerikli bir kasaba olarak düzenlendiğini söylüyor. Bazen öyle uzun mesafeler kat etmemiz gerekecek ki, gideceğimiz yere araç kullanmadan, yayan gitmeye çalışmak görmezden gelinemeyecek kadar önemli bir zamanımızı çalabilecek. Böyle geniş bir kasabada sıkıştırılacağımızı ve Max Payne'deki gibi tek bir hat üzerinden, kısıtlar içerisinde ilerleyeceğimizi düşünmek de mantıksız olur; bu kez, geniş harita üzerinde serbest bırakılacağız ve tamamen özgür olarak, ne zaman ne yapacağımızı belirleyeceğiz. Neler yapabileceğimizin söylenmemesi de, zaten sırlarla dolu olan senaryoyu daha da belirsiz hâle getiriyor ve oyunun cazibesi daha da artıyor.

 Karakter psikolojisiyle yakından ilgilenen bir oyunun olmazsa olmazları, karakterler arası etkileşim ve yapay zekâ olsa gerek. Alan Wake, içine kapanık, sadece rüyalarıyla ve rüyalarına kaynaklık eden gizemli kadınla arkadaşlık eden tuhaf ve ruhsal bakımdan sorunlu biri olsa da, Bright Falls halkıyla ister istemez yakın ilişkiler kurup, onlardan yardım isteyebilecek ve gerektiğinde yardımlarına koşabileceğiz; tabii bu eylemler asla havada kalmayacak, hiçbir şey, karşılıksız olmayacak. Alan'ın gizemli düşmanlarına karşı kullanacağı silahların da, düşmanların sisli durumundan farkı yok, şimdilik sadece bir tabanca ve "ışık gücü" gördük. Işık gücü, fantastik bir güç değil. Karanlığı yenmemizi sağlayan, bildiğiniz ışığın gücü.

 Alan Wake, PC dışında Xbox360 platformu için de geliştiriliyor ve yeni nesil bir konsol için geliştirilen kaliteli bir yapımın, kaçınılmaz olarak yeni nesil teknolojileri de oluyor. Oyun, piyasadaki tüm teknolojilerden faydalanırken, oynanışa nasıl etki edeceğini tahmin edebileceğiniz gibi, fizik motoru olarak da Havok'u kullanıyor. Nesnelerin hareketleri konusunda hiçbir şüpheniz kalmadıysa, grafiksel olarak da şu anlık gayet başarılı çalışmalarla karşılaştığımızı ekleyelim; öyle ki, zaman zaman, Bright Falls'un manzaralı bölgelerine giderek güneşin batışını izleme ihtimalimiz var. Fakat, çay keyfi yaparak dolunayı izlemek gibi bir şansımız asla olmayacak; unutmayın ki ışık dostumuzken, karanlık her zaman için kâbusumuz.

 Çoklu oyun ortamına sahip olmayacağı söylenen Alan Wake, senaryosuyla, "kim çok oyunculu bölüm ister ki?" dedirtedursun, Remedy çalışmaya, bizler beklemeye devam ediyoruz. Max Payne'e olanlar tekrar edecekse eğer, daha uzun süre bekleyeceğiz gibi görünüyor.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive