Başbakan Ecevit, dış destek aramak için İngiltere'yi ziyarete gitmiş.
Ziyareti sırasında Kraliçe tarafından çay içmeye davet edilen Ecevit,
kraliçeye kendi liderlik felsefesinin ne olduğunu sormuş. Kraliçe de
'çevremi akıllı insanlarla doldurmak' cevabını vermiş. Ecevit bunun
üzerine kraliçeye çevresindeki insanların akıllı olup olmadıklarını
nasıl ayırt ettiğini sormuş. Kraliçe, 'onlara doğru soruları sorarak
ayırt ediyorum' diye yanıtlamış ve 'izin verin göstereyim' demiş.
Hemen Tony Blair'ı aramış ve 'Sayın Başbakan, lütfen bu soruya cevap
verin' demiş: "Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var ve
bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu?" Tony Blair
'bu benim' diye yanıtlamış. Kraliçe 'doğru, teşekkürler, iyi
çalışmalar sir Blair' demiş. Ecevit, 'majesteleri, çok teşekkür
ederim, bu metodunuzu kesinlikle kullanacağım' diyerek oradan
ayrılmış. Yurda dönüşünde hemen Hüsamettin Özkan' ı çağırmış.
"Hüsamettin, sana soracağım bir soruyu cevaplamanı istiyorum" demiş.
Özkan cevap vermiş:
"Tabii efendim, nedir?"
Ecevit: "Annenin bir çocuğu var, babanın bir çocuğu var, ve bu çocuk
senin ne kız ne de erkek kardeşin. Kimdir bu?"
Hüsamettin Özkan sağa bakmış sola bakmış düşünmüş taşınmış ve en
sonunda: "Efendim bunu biraz düşünüp sonra size cevap versem?" demiş.
Ecevit kabul etmiş ve Hüsamettin Özkan vakit kaybetmeden Bakanlar
Kurulu'nu toplantıya çağırmış. Saatlerce bu soru üzerinde
düşünmüşler, ama kimse bir cevap bulamamış. En sonunda Hüsamettin
Özkan işlerinin yoğunluğu nedeniyle toplantıya katılamayan Kemal
Derviş'i aramış ve durumu açıkladıktan sonra: "Annenizin bir çocuğu
var, babanızın bir çocuğu var, ve bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu??"
Derviş 'bunda bilemeyecek ne var, tabii ki benim!' diye yanıtlamış.
Cevabı alan Özkan hemen Ecevit'i aramış:
"Cevabı buldum efendim, kim olduğunu biliyorum, Sayın Kemal Derviş! ".
Ecevit büyük bir hayal kırıklığıyla cevap vermiş:"Yanlış cevap verdin!
Doğru cevap Tony Blair idi"...