Gönderen Konu: İmanın temeli ve en kuvvetli alameti  (Okunma sayısı 595 defa)

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.429
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
İmanın temeli ve en kuvvetli alameti
« : 22 Temmuz 2007, 13:22:22 »
İmanın temeli ve en kuvvetli alameti
Sual: Allah�ın sevdiklerini sevmemenin veya düşmanlarını sevmenin dindeki yeri nedir?
CEVAP
Çok tehlikelidir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(İmanın temeli ve en kuvvetli alameti, hubb-i fillah ve buğd-i fillahtır. Yani müslümanları sevmek ve dine düşmanlık edenleri sevmemektir.) [İ.Ahmed]

Allah�ı sevenin, Onun sevdiklerini de sevmesi, düşmanlarını sevmemesi gerekir. Onun Resulünü ve yakınlarını da sevmesi gerekir. Resulullah efendimize yakın olmak üç türlüdür:
1) Evlat ve akrabası. "Radıyallahü teâlâ anhüm ecmain."
2) Zevceleri. "Radıyallahü teâlâ anhünne ecmain." Cenab-ı Hak, Kur'an-ı kerimde, neseb ile yakınlığı, nikah ile yakınlıkla birlikte zikretmektedir.
3) Eshabı. "Radıyallahü teâlâ anhüm ecmain." Ona, yardıma koşmuşlar, Ona yardım için canlarını feda etmişlerdir. Bu yakınlık, her yakınlıktan daha üstündür.

Bütün müminleri sevmek de gerekir. Müminin günah işlemesi sevilmez. Fakat günahkâr olsa da kendisi sevilir. Kâfirleri sevmemek farzdır. Bunu emreden âyet-i kerimeler çoktur.

Allahü teâlâyı seven ondan gelen her şeye rıza gösterir. Onun kazasına rıza, en büyük makamdır. Peygamber efendimiz, bir kavme, imanlarının alametini sordu. Onlar da, (Belaya sabreder, nimete şükrederiz, kazaya razı oluruz) diye cevap verdiler. Peygamber efendimiz onları tasdik etti. Allahü teâlânın rızasını talep eden kimse, Onun işinden razı olmalıdır. Rabbimizin her işinden razı ol ve Onun razı olacağı işleri yap!

Kavmi, Musa aleyhisselama, (Allahü teâlâ neden razı ise, onu yapalım) dediler. Vahiy geldi. Cenab-ı Hak, (Benden razı olun, sizden razı olayım) buyurdu. Allah�tan razı olan kimse, onun bütün emirlerine uyar ve yasakladığı her şeyden kaçar. Allah�ın takdirine razı olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kıyamette ümmetimden bir kısmı uçarak Cennete giderken, melekler derler ki:
- Hesabınız görüldü mü, ameliniz tartıldı mı, Sıratı gördünüz mü?
- Hayır hiçbirisini görmedik.
- Siz kimsiniz?
- Biz, Muhammed aleyhisselamın ümmetiyiz.
- Ne amel işlediniz de böyle büyük ihsana kavuştunuz?
- Bizim iki hasletimiz vardı. Biri, yalnız iken de günah işlemeye utanırdık. İkincisi de, Allahü teâlânın verdiği az rızka razı olurduk.
- Bu ihsanlar sizin hakkınızdır.)

Böyle Allah sevgisi olur mu?
Sual: Bazıları hem Allah�ı seviyoruz diyorlar, hem de Allah�a inanmayanlarla dostluk kurup, onlarla birlikte olmaktan rahatsız olmuyorlar. Böyle Allah sevgisi olur mu?
CEVAP
Kur'an-ı kerim ve hadis-i şerifler, Allahü teâlânın kâfirlere düşman olduğunu, açıkça bildiriyor. Onun düşmanlarını seven, Onu sevmiş olur mu? Kâfirler, Allahü teâlânın düşmanı olmasalardı, (Buğd-i fillah) vacip olmazdı. İnsanı Allahü teâlânın rızasına kavuşturacakların en üstünü olmaz ve imanın kemaline sebep olmazdı.

Sevenin, sevgilinin sevdiklerini sevmesi ve sevmediklerini sevmemesi gerekir. Bu sevgi ve düşmanlık, insanın elinde değildir. Sevginin icabıdır. Burada, diğer işlerde gereken iradeye ve kesbe ihtiyaç yoktur. Kendiliğinden hasıl olur. Dostun dostları, insana sevimli görünür. Düşmanları, çok çirkin görünür. Bir kimse, birisini seviyorum derse, onun düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sözüne inanılmaz. Ona münafık denir. Şeyhül-islâm Abdullah-ı Ensari diyor ki: (Ben Ebul-Hasen Semunu sevmiyorum. Çünkü üstadım Hıdri�yi üzmüştü. Bir kimse, hocanı üzer, sen de ondan üzülmezsen, köpekten aşağı olursun.)

Allahü teâlâ, Mümtehine suresinin dördüncü âyetinde mealen, (İbrahim�in ve Onunla beraber olan müminlerin sözlerinden ibret alınız! Onlar, kâfirlere dediler ki, biz sizden ve putlarınızdan uzağız. Dininizi beğenmiyoruz. Allahü teâlâya inanıncaya kadar, aramızda düşmanlık vardır) buyurdu. Bundan sonraki âyet-i kerimede mealen, (Bu sözlerinde sizin için ve Allahü teâlânın rızasını ve ahiret gününün nimetlerini isteyenler için, ibret vardır) buyurdu.

Buradan anlaşılıyor ki, Allahü teâlânın rızasını kazanmak isteyenlere, bu teberri [uzaklaşmak] gerekir. Allahü teâlâ mealen buyuruyor ki, (Kâfirleri sevmek, Allahü teâlâyı sevmemektir. İki zıt şey, birlikte sevilemez.) Bir kimse, seviyorum dese, fakat Onun düşmanlarından teberri etmese, bu sözüne inanılmaz. Al-i İmran suresinin 28. âyetinde mealen, (Kâfirleri sevenleri, Allahü teâlâ, azabı ile korkutuyor) buyurdu. Bu büyük tehdit, çirkinliğin çok büyük olduğunu gösteriyor. (Mektubat-ı Masumiyye c.3, m.55)

İmanın sahih ve muteber olması için gerekli şartlardan bazıları:
1- Havf ve reca arasında olmak: Yani Allah�ın azabından korkup, rahmetinden ümit kesmemek.
2- Can boğaza gelmeden ve güneş batıdan doğmadan önce iman etmek.
3- Küfür alameti kullanmamak ve küfrü gerektiren söz söylememek.
4- Sevgi ve buğzu yalnız Allah için olmak. Kâfirleri dost edinmek küfürdür.
5- Ehl-i sünnet vel cemaate uygun itikad etmek. (R. Nasıhin)

Sual: S. Ebediyye�de, (Müslümanları sevmek, kâfirleri sevmemek imanın şartıdır) deniyor. İmanın altı şartı arasında, böyle bir şart var mı?
CEVAP
İmanın şartlarından ilki, Allah�a imandır. İman etmek için, sadece Allah var demek yetmez, Allah�ı sevmek de şarttır. Bu sevginin şartı da, Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir. Yani, Müslümanları, Müslüman oldukları için, sevmek ve kâfirleri de, kâfir oldukları için, sevmemektir. Demek ki, imanın altı şartının içinde Allahı sevmek, onun sevdiklerini sevmek, onun düşmanlarını sevmemek de vardır. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah�a ve kıyamet gününe iman edenler; babaları, kardeşleri ve akrabası olsa da, Allah�ın ve Resulünün düşmanlarını sevmez.) [Mücadele 22]

Cenab-ı Hak, İsa aleyhisselama buyurdu ki:
(Yer ve göklerdeki bütün mahlukatın ibadetlerini yapsan, dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz.) [K. Saadet]

Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(İmanın esası ve en kuvvetli alameti, hubb-i fillah, buğd-i fillah, yani Allah için sevgi, Allah için buğzdur.) [Ebu Davud, İ. Ahmed, Taberani]

(Allah�ın düşmanlarını düşman bilmeyen, hakiki iman etmiş olmaz. Müminleri Allah için seven ve kâfirleri düşman bilen, Allah�ın sevgisine kavuşur.) [İ. Ahmed]

(Din, Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir.) [Ebu Nuaym, Hâkim]

(Üç şey imanın lezzetini artırır: Allah ve Resulünü her şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen Müslümanı Allah rızası için sevmek, kâfirleri sevmemektir.) [Taberani]

Çevrimdışı Diego

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 18.394
  • Puan 9702
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Diego@oyunsieniz.com
    • Yahoo Instant Messenger  - furkankirik@yahoo.com.tr
    • Profili Görüntüle
    • GencMerkez
İmanın temeli ve en kuvvetli alameti
« Yanıtla #1 : 22 Temmuz 2007, 13:24:52 »
BİLGİ İÇİN SAOL

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.429
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
İmanın temeli ve en kuvvetli alameti
« Yanıtla #2 : 22 Temmuz 2007, 13:33:31 »
eyw furkan

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
İmanın temeli ve en kuvvetli alameti
« Yanıtla #3 : 05 Ağustos 2007, 21:46:06 »
Paylaşım için teşekkürler kardeş
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive