Gönderen Konu: Terim'den ilginç açıklamalar  (Okunma sayısı 812 defa)

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Terim'den ilginç açıklamalar
« : 07 Kasım 2006, 05:06:23 »
Fatih Terim, Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu'nda, önümüzdeki mart ayında Yunanistan ve Norveç ile yapacakları karşılaşmaları kazanmaları halinde, grupta çok büyük bir avantaj sağlayacaklarını söyledi.

Terim, Futbol Federasyonu'nun Tam Saha dergisindeki röportajında, başta milli takımın gruptaki performansı, futbolcular ve oyun sistemi olmak üzere birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Grupta Yunanistan ve Norveç ile yapacakları maçlarla ilgili Terim, '' Futbolda her şey var. Önümüzdeki iki maçı kazansak bile 'Kesinlikle finallerdeyiz' diyemeyiz, ama çok büyük bir avantaj sağlayacağımız muhakkak. Müthiş bir kredi elde etmiş oluruz'' dedi.

YUNANİSTAN MAÇI LİDERLİK MAÇI OLACAK''

Eleme grubunda 24 Mart 2007'de Yunanistan ile deplasmanda yapılacak maçın önemini vurgulayana Terim, ''Orada liderliği kaybetmezsek, bir daha zor bırakırız'' dedi.

Yunanistan''n, bugüne kadar (A) Milli Takım'a göre zorluk derecesi daha yüksek olan maçlar yaptığını kaydeden Terim, şu değerlendirmede bulundu:

''Mart ayında Atina'daki Olimpiyat Stadı'nda 70-80 bin Yunanlının karşısında olacağız. Son yılların en güzel dostluk maçı olması en büyük temennimiz. İstanbul'da düzenlenen tarih belirleme toplantısında Yunanlı meslektaşlarımızla çok samimiydik. Üstelik bu maçın tayin edici bir özelliği de yok. Aslında öyle bile olsa farketmemesi gerekir. Çok güzel ve mücadeleli bir maç oynanacağını, bunun da dostluk çerçevesinde geçeceğini düşünüyorum, ama bir yerde de liderlik maçı olacak. Averajla da olsa herkes üstte olmayı sever. Liderliği averajın tayin etmediği bir ortamı da herkes ister.

Yunanistan, Norveç'ten sonra Türkiye'yi de yenerse, içerideki maçlarını planladığı gibi götürmüş ve bizi de geriletmiş olacak. Gerçi bunun Norveç ve Türkiye deplasmanları da var, ama açıkçası orada liderliği kaybetmememiz halinde bir daha zor bırakırız diye düşünüyorum. Yunanistan'ı Atina'da yenmek hoş olur. Puan farkı olur, müthiş bir avantaj elde ederiz. Gönlümüz onu istiyor, ancak yenilmenin dışında her sonuç bize uyar.''

''HAKAN 'BIRAKIYORUM' DEMEDİ''

Fatih Terim, Hakan Şükür'ün milli takımı bırakma yönünde bir talebinin olmadığını bildirdi.

Galatasaraylı futbolcunun, milli takımı bırakma yolunda sinyaller verdiği hatırlatılan Terim, ''Bırakmasına izin verecek misiniz?'' şeklindeki soruya, ''Benim böyle bir şeyden hiç haberim yok. Hakan bana hiç böyle bir şey söylemedi'' yanıtını verdi.

Hakan'ın böyle bir istekte bulunduğu ve kendisinin de olumsuz yanıt verdiği haberlerinin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Fatih Terim, ''Bu konuda tek bir kelime konuşmadım. Hakan bana 'Bırakıyorum' demedi ki ben ona 'Bırakma' cevabını vereyim. Hakan'ın belki böyle bir niyeti yok, ama herhalde bırakmasını isteyenler var'' açıklamasını yaptı.

''ALPAY'I, LAZIM OLURSA HER AN ÇAĞIRIRIZ''

Terim, Almanya'da FC Köln takımında forma giyen Alpay Özalan'ı, ihtiyaç duymaları halinde her an kadroya çağırabileceklerini bildirdi.

Alpay'ın 3 maç daha cezası olduğunu hatırlatan Terim, ''Önce cezasının sona ermesi gerekiyor. Alpay'ı, Soma Linyitspor'dayken Ümit Milli Takım'a almıştım. O ana kadar da hiç genç milli olmamıştı. Ondan sonra da (A) Milli Takımla bu ülkeye çok büyük hizmetler verdi. Büyük takımlarda ve yurt dışında oynadı, hâlâ da oynuyor. Aslan gibi bir defans oyuncusu. Lâzım olursa her an çağırırız'' dedi.

''TÜMER'İ SOLBEK OYNATABİLİRİM''

Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, takımda taktik disiplin sağlandığında, büyük bir aşamanın gerçekleşmiş olduğunu belirterek, ''Oyun içinde taktikten taktiğe geçebilen bir takım çok önemli. Bu olgunluğu elde etme yolundayız'' dedi.

Milli takımın son iki maçında Tuncay ve Gökdeniz'in orta alanın ortasında hücuma dönük görevlendirildiğinin hatırlatılması üzerine Terim şunları kaydetti:

''Herkes, her yerde oynayabilir. Tuncay ve Gökdeniz oyun kurucu mu? takımlarında kenarlarda oynuyorlar, ama bizde farklı görev alabiliyorlar. O bölgedeki oyuncuların ikili görevleri de var. Gökdeniz dışarı çıkar, Sabri içeri girer ya da Tuncay ile Arda yer değiştirir. Oyuncularıma, 'Dönüşte şu noktalarda birilerinin bulunmasını istiyorum' diyorum. Bunun isminin kim olduğu önemli değil benim için. Taktik disiplini sağladığınız zaman büyük bir aşamayı gerçekleştirmiş oluyorsunuz, birliktelik sağlıyorsunuz. Ben takımlarımı defans, orta saha ve hücum bloğu diye ayırmıyorum. Bir dev blok olarak izah ediyorum. Hep beraber oynamanın sonucu bu olmalı: Bir dev blok. Bu blok 11 kişiyi kapsıyor ve hem defansı hem de ofansı bir arada gerçekleştiriyor. Oyun içinde taktikten taktiğe geçebilen bir takım da çok önemli. O zaman oyuncu tasarrufu da yaparsınız. Oyuncu değiştirmeden de oyuna müdahale edebilirsiniz. Bu olgunluğu da elde etme yolundayız. Çünkü bu takımda o özellik de var. Mesela Hamit ile Sabri'nin yerini değiştirdim. Diğer tarafta Arda-Tuncay görev değişikliği yapabilirim. Tümer'i her an solbek oynatabilirim.''

''YAŞADIĞI ANDA CESUR OLANLAR GELECEĞİ YAKALAYACAKTIR''

Oyuncularına hep 'Size kayıtsız kalınıyorsa en büyük tehlike o zamandır' dediğini kaydeden Terim, şöyle devam etti:

''Çünkü o zaman yok sayılıyorsunuz demektir. Ben cesaretle ortaya konulan bir kişilik istiyorum. Negatif olaylardan etkilenmeyen, korkmayan bir kişilik. Kendi bulunduğun konumu koruma ve kollama adına hareket etmek kadar tehlikeli bir şey yoktur. Çünkü bu hareket kendi özünden uzaklaşmayı gerektirir. Bizim mesleğimizde bu tipte olanları görüyoruz, ama ben böyle istemiyorum. Yaşadığı anda cesur olanlar geleceği yakalayacaktır.''

''HAKSIZ PENALTI İSTEMİYORUZ''

Arda'nın, Moldova maçındaki bir penaltı pozisyonu hatırlatılarak yöneltilen soruyu, Arda'nın kendisini yere atacak karakterde bir oyuncu olmadığını ifade ederek yanıtlayan Terim, ''Haksız penaltı kazandıracak futbolcumuza tembih ederiz. Bunu istemiyoruz'' dedi.

Kendisini yere atarak penaltı kazandıran bir futbolcuyla ilgili düşünceleri sorulan Terim, şunları kaydetti:

''Penaltı tartışmalı bir pozisyondur ve Arda kendisini yere atacak karakterde bir oyuncu değildir. Şunun da bilinmesini isterim, her maçın kasetini arkadaşlarımızla izleriz. Bu tip bir pozisyonda oyuncumuzun kendisini attığına inanırsak, o oyuncuya gerekeni söyleriz. Mücbir sebeplerin dışında 3 maçtır sarı kart gören oyuncumuza rastladınız mı? Aurelio, Macaristan maçında çok güzel bir yerde faul yaptı. Bir de stoperimiz Gökhan'ın bir sarı kartı var. Hakeme itiraz görüyor musunuz, yok. Bunların hepsi görerek, analiz ederek ve konuşarak oluyor. Haksız penaltı kazandıracak futbolcumuza da tembih ederiz, 'Bunu istemiyoruz' deriz. Gerekirse, 'Hakeme söylemelisin' uyarısında bulunuruz.''

Kendisine atfedilen 'Kazanmak için her şey mubahtır' sözüyle ilgili de Terim, ''Bu değil, hayır. 'Gayeye giden yol meşrudur' diye bir söz var, ben onu söyledim. Asla 'Kazanmak için her şey mubahtır' demem. Haksız bir şeyler elde etmekten hoşlanmıyoruz ve oyuncularımıza da bunu söylüyoruz. Dürüstlüğümüz vazgeçemeyeceğimiz bir özelliğimizdir. Takımdaki arkadaşlarımız için de böyledir. Zaman zaman bir takım hatalar yapılsa bile bunu düzeltmesini biliriz'' diye konuştu.

MİLLİ TAKIMA, GALATASARAY'DAKİ OYUN MODELİ

Fatih Terim, 1996-2000 döneminde Galatasaray'a oynattığı futbolu milli takıma oynatmak istediğini söyledi.

Milli takımın henüz bu seviyeye gelemediğini, oyuncu tiplerinin buna hazır olmadığını dile getiren Terim, ''Sahayı daraltan, ekonomik oynayan bir takım oluşturmak istiyoruz. Burada güçlü bir orta sahayla, pas yüzdesi yüksek, topun kontrolünün bizde olduğu bir ortam sağlamak zorundayız'' dedi.

Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemeyeceklerini anlatan Terim, şöyle devam etti:

''Bizim düşünce tarzımız her yerde onay, başarı ve kabul görmüş durumda. 'Biz hiç kimseden korkmuyoruz' demek güzel, ama korkmamak başka, çılgınlık başka. Her şeyi dozunda ve tadında yapmak gerekir. Defansif anlamda da ofansif anlamda da. Senkronize olmuş bir takım çok önemli. Tabii bunun için oyuncuların bir arada oynaması ve taktik disipline uyması gerekir. Taktik disiplin açısından baktığımızda verdiğimiz gol pozisyonu sayısı çok az. Bu Türk takımlarında çok sık görülen bir şey değil. 'Hücum, defanstan başlar, defans da hücumdan' düşüncesini, temposu yüksek bir ortamda uygulamamız gerekiyor.

NORVEÇ MAÇININ YERİ

Norveç ile nerede oynayacakları konusunda, Avusturya ve Hollanda için teklif verdiğini, ancak son kararı Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nun vereceğini belirten Fatih Terim, ''Maçın Türkiye sınırlarından 500 kilometre ötede oynanması gerekiyor. 'Floransa'da oynansın' diyebilirler. 15 Kasım'da İtalya'da İtalya Milli Takımı ile hazırlık maçı yapacağımız için orası tercih edilebilir'' dedi.

Norveç maçı için ne yapabileceklerini internetin ve haritanın başında çok düşündüklerini, hangi ülkeyi seçerlerse seçsinler, Norveç için uzak olmadığını gördüklerini ifade eden Terim, şöyle konuştu:

''Almanya'da oynamamız artık söz konusu değil. Bize karşı çok centilmen davrandılar. Dünya Kupası gibi bir organizasyondan önce 15 günlük turnuvamıza izin verdiler, arkasından Süper Kupa ve bizim iki maçımız orada oynandı. Ama haklı olarak 'Artık yeter' dediler. Yaptıkları için onlara teşekkür ediyoruz, çünkü bunu başka hiç kimse yapmadı.''

YURT DIŞINA STOPER İHRACI

Fatih Terim, (A) Milli Takım'da stoperler konusunda alternatif problemi var gibi göründüğünü, ligde, o bölgene 15 yabancı oyuncunun görev yaptığını, Can'ın takımında forma giyemediğini, Tolga ve Emre Aşık'ın da yedek olduğunu belirterek, ''O zaman biz de dışarıya stoper ihraç edeceğiz'' dedi.

Terim, ülkelerinde yabancı oyuncu serbestisi bulunan ülke takımlarının sıkıntı çekmemesinin en büyük nedeninin, dışarıda oyuncularının bulunması olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

''Hollanda, Fransa gibi takımların durumu ortada. Milli takımlarının neredeyse tamamını ülke dışında oynayan futbolculardan kuruyorlar. Bizim çocuklarımız da yurt dışına daha fazla gitmeli ve daha fazla alternatifimiz olmalı. Ülkemizde çok fazla yabancı var, onun için, oyuncu yetişmiyor gibi bir sıkıntıya düşmemek lazım. Ülkemize baktığımızda, takımların yüzde 60-70'i yabancı oyunculardan kurulu. Bu seçim, kulübün ve teknik adamın tasarrufunda. Üzerinde durulmaması gereken bir konu olduğuna göre, en güzel formül, yurt dışına oyuncu göndermektir, ama bizim oyuncumuzun da yurt dışını tercih etmemesi için sebepleri var. Burada ekonomik durumu farklı, şöhreti farklı, annesinin yemeği farklı. Öyle, ama özendireceğiz. Tugay, Emre, Nihat gibi özendireceğiz. Fatih Tekke'nin gidişine de çok sevindim. İyi oldu. Bu sayıyı çoğaltırsak, Türk futbolunun lehine olur. Sadece milli takım bazında değil, tanıtım bazında, oyuncuların gelişimi bazında, orada bira yağımızın bulunması adına ve geri döndüklerinde faydalı olma adına büyük bir avantaj sağlar.

Bazı ülkelerin dünyanın her yanında oyuncusu var. Bizim niye olmasın? Türk futbolcusu her takımda oynar. Avrupa liglerini izliyoruz ve bizim oyuncularımızın, o takımlarda oynayan futbolculardan bir eksiği bulunmadığını da görüyoruz. Bireysel becerileri yüksek oyunculara sahibiz. Zor olan da bireysel beceriyi yakalamaktır. Yoksa kolektif oyumu sağlamak çok da zor bir iş değildir. Bizim oyuncularımız, gittikleri takımlarda maksimum seviyede yararlı olur.''

''SORUMLULUK ALMAK''

Fatih Terim, bireysel yeteneği yüksek oyuncuların saha içinde sorumluluk alması, bunun teknik anlamla da sınırlı kalmaması gerektiğini bildirdi.

Bu oyuncuların, fizik anlamda da psikolojik anlamda da bu sorumluluğu almalarının zorunlu olduğundan söz eden Terim, ''Topu kaybettikten sonra topla kalemizin arasına herkes girmeli. Oyuncunun adı ne olursa olsun, fizik kapasitesi ne olursa olsun, girmeli. Herkes aynı şekilde koşamaz. O zaman herkes kendisini zorlamalı ve kendi maksimumunda oynamalı. Şimdi rakibe ileride basıyoruz, ama henüz istediğim seviyede değiliz'' dedi.

Milli takımın aldığı sonuçların önemli olduğunu, ancak bir futbolsever olarak izlediği oyundan keyif almak istediğini belirten Terim, Moldova maçında 2-0'dan sonraki oyunun kendisine müthiş keyif verdiğini, ancak bunu 90 dakika sürekli göremediğini söyledi.

 ;)