Korkmaz'ın ruhu lazım, 2000'nin değil!
Ruh denen şey 'Tuz ruhu' gibi bakkalda satılmaz.
Bir masa başında toplanıp elleri kavuşturarak da çağrılmaz.
9 yıldır her Avrupa galibiyeti sonrası '2000 ruhu geldi mi?' diye sorulup durdu.
Ama her defasında da zile basıp kaçan çocuk misali o kazananlar ortadan yok oldu.
Peki ne yapmalı?
Bir kere başarı için geçmişle yaşamaktan vazgeçmeli.
Yani, yeni Hagi, yeni Terim, yeni Hakan Şükür benzetmelerini bir kenara koymak lazım.
Başarı örnek alınsın kabul ama bırakalım herkes kendi ruhunu ortaya çıkarsın.
Çünkü kıyas yapmanın G.Saray'a hiç bir faydası olmaz.
Yeni teknik adam modellerinin oluşmasını istiyorsak biraz onları rahat bırakalım.
Yahu bu takım son 20 yılında 3. kez bir Türk teknik adam ile çalışıyor.
Bunun nedeni ne diye bir sorsanıza kendinize...
Mustafa Denizli, Fatih Terim ve Bülent Korkmaz...
Cevat Güler'i saymıyorum...
Sebebi açık...
Güvenemedik bir türlü.
Yıprattık... Engelledik... Gençleri yetersiz gördük...
Her iyi futbolcu için Hagi, Hakan, Bülent yakıştırması yaptık durduk.
Ama o gelen Lincoln'dü.
Öteki Jardel...
Beriki de Servet Çetin, Emre Güngör veya Abel Xavier.
Yani hepsinin kendine göre bir kişiliği var.
İtiraf ediyorum. Aynı hataya ben de düştüm.
Hangimiz düşmedik ki.
Ama şartlar değişiyor. Takımlar hatta kurallar değişiyor.
Şu takıma Metin Oktay'ı monte etmenin bir faydası yok.
Veya şampiyonluğun kaçtığı bir sezon için "O sezon kadroda Kewell olsaydı, kazanırdık" demenin.
Bülent Korkmaz, Terim'den de Denizli'den de öğrendiklerini aktarabilir.
Ama onların ruhu değil.
Kendi kişiliğini yansıtacak sahaya.
Biz bu oyunu "Yönetim bu kararı alırken geç kaldı" diyenlerle, "Bülent Korkmaz için henüz erken" diyenlerin arasında izliyoruz.
Yuh! dedirtecek bir uçurum var arada.
O yüzden sana tavsiyem, işine konsantre ol Kaptan.
Dümeni kaptırırsan rotayı şaşırsın çünkü.
Halil Fincan