Galatasaray'a 4 çekmek
“Dönüm Noktası” mı?
Ne demiştim son yazımınız sonunda? Okuyalım ve hatırlayalım:
“Tabii ki, bu kötü zamanları atlatacaız, arkamızda bırakacağız ve öyle günler gelecek ki, bu günleri değil hatırlamak istememek; gerçekten hatırlamayacağız da. Unutmayın. Fenerbahçe, Fenerbahçe'dir! Mutlaka ayağa kalkacağız...”
[email protected] Eğer Galatasaray'ı 4-1'le sürklase ederek Kadıköy'den (her yıl olduğu gibi) göndermek ayağa kalkmaya yetmeyecek ise, ayağa kalkamadık demektir!
Gerçi diyeceksiniz ki, Galatasaray'ı yenmek, hem de farklı yenmek marifet değil, biz her sene bunu yapıyoruz; üstelik birçok maçı farklı kazanarak yapıyoruz. Galatasaray maçına bakarak Fenerbahçe'nin geleceğini göremeyiz, anlayamayız.
Haklısınız.
Son 9 maçta Kadıköy'de Galatasaray'a 23 gol atmış, topu topu 4 gol yemişiz. Bir kez 6-0 yendik. Bir kez 4-0. Bu da 4-1.
Ama bu seferki 4-1'in özelliği farklı. Galatasaray'ı daha önceleri Kadıköy'de yendiğimizde, hiçbir maç, Fenerbahçe'nin “ayağa kalkış” maçı olamazdı. Çünkü, Fenerbahçe zaten iyi idi.
Bu kez, tersine, Fenerbahçe'nin kötü dönemiydi. Bir “ayağa kalkış” fırsatı, bir “dönüm noktası” gerekiyordu. Galatasaray'ı 4-1 yenmekten daha iyi “ayağa kalkış”, daha iyi “dönüm noktası” olabilir mi?
Haftalardır Porto maçı ile başlayarak, “Bu maç dönüm noktası” olsa diye bekliyorduk. Kısmet, Galatasaray'a imiş. Galatasaray'dan daha iyi bir “ilaç” olamazdı Fenerbahçe için.
Ve, evet, 4-1 yendik Galatasaray'ı.
Üstelik, kendi sahamızda skor bakımından utanç verici bir Arsenal mağlubiyetinden sonra Londra'da Emirates Stadı'nda gol yağmuru beklenirken (özellikle Galatasaraylılar bunu istemenin ötesi, bundan emindi de) futbol açısından utanç verici ama sonuç olarak 0-0'ın uyandırabileceği moralin ardından Galatasaray'a 4 çekince, ayağa kalktığımıza hükmedebiliriz.
Arsenal maçında utanç verici futbol dedim. Gerçekten öyleydi. Geçen yıl çeyrek finalde Chelsea karşısında Londra'da oyunun ikinci yarısı Chelsea'nin yüreği ağzına gelmişti. Bu yıl biz Londra'da Arsenal karşısında yüreğimiz ağzında koca bir maç izleyip 0-0'a seviniyorsak, geçen yıldan bu yıla ortada bir yanlışlık var demek.
Ancak, bir de Emirates'ten 0-0 çıkmak da var. Bu hafta aynı stadı Manchester United 2-1 yenik terketti.
Evet, galiba virajı döndük. Bursaspor'a Kadıköy'de 5, Londra'da Arsenal'e atılan çelme ve Galatasaray'a yine Kadıköy'de 4 ise, bu skalaya bakıp, virajı döndüğümüzü söyleyebiliriz.
Bir de unutmayalım, bu takım yılın başından bu yana sakatlıklar belası yüzünden ideal kadrosuna bile bir türlü yaklaşamadı. Bakın Deivid takıma girince, Vederson hazır olunca, Emre oynamaya başlayınca yani kadro derinliği artınca durum nasıl fark ediyor.
Bu yüzden arada aksaklıklar olsa da, bu sezonun ilk dönemine –büyük konuşmayalım- asla dönmeyeceğiz. Bundan sonra, bugüne kadar olduğumuzdan daha iyi olacağız.
Demiştik ya ‘”Öyle günler gelecek ki, bu günleri değil hatırlamak istememek; gerçekten hatırlamayacağız da.”
Galatasaray'a 4 çektikten sonra, geçen haftaları hatırlıyor musunuz?
O haftaları nasıl hatırlamayacaksak, Galatasaray'a 4 attığımız bu haftayı da unutmayacağız herhalde...