Gönderen Konu: 'Beşiktaş'ta sözün bittiği yer !'  (Okunma sayısı 520 defa)

Çevrimdışı DiNoZoP

  • 5. SINIF UYE
  • *
  • İleti: 55
  • Puan 0
  • Cinsiyet: Bay
  • South Park..!!
    • MSN Messenger - cagdasalbayrak@besiktas.ws
    • Profili Görüntüle
    • albayrakFORUM
    • E-Posta
'Beşiktaş'ta sözün bittiği yer !'
« : 23 Aralık 2008, 23:54:00 »
Reha Muhtar'dan olay açıklamalar: "Umarın gazetemin yaptığı haber yalandır!"
23 Aralık 2008 Salı 16:03

Beşiktaş Kulübü'nün eski basın sözcüsü Reha Muhtar, başkan Yıldırım Demirören hakkında olay yaratacak bir yazı yazdı. Demirören'in Beşiktaş başkanınna yakışmayacak hareketler yaptığını söyleyen Muhtar, Oğuz Sarvan ve Cüneyt Çakır'a da ateş püskürdü.

İşte Reha Muhtar'ın Vatan Gazetesi'nde yer alan yazısı:

Bir gazeteci kendi gazetesinin özel haberinin yalan olması için dua eder mi?..

Normal şartlarda bir gazetecinin ekmek kapısı gazetesinin bir haberinin yalan ya da yanlış çıkmasına dua etmesi için ya kafayı toptan yemiş olması, ya da gazete içi ince bir hesabının olması gerekir...

Allah’a şükür daha kafayı yemedim...

Gazete içi, ince hesap yapacağım günler, o kadar geride kaldılar ki, bırakın kendi gazetemi hiçbir gazetenin ve gazetecinin yalancı çıkmamasına dua edeceğim günleri yaşıyorum artık...

Ama ilk kez, 24 saattir Vatan Gazetesi’nde çıkan haberin yalan olması için dua ediyorum...

Çünkü pabuç kadar haber, Beşiktaş Başkanı’nın şeref tribününde, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu Başkanı Reşat Bostan aracılığıyla, MHK Başkanı Oğuz Sarvan’ın anasına küfür edildiğini söylüyor...

Doğru mu bunlar Başkan?..

Değilse ne olduğunu, tam olarak ne olduğunu açıklayacak mısınız?..

Çünkü eğer doğruysa “Bu Beşiktaş’ta sözün bittiği yerdir...”

Bu sözün arkası olmaz...

Bir kulüp Başkanı hele hele 105 yıllık dev çınar Beşiktaş’ın Başkanı, ne yapmış olursa olsun bir federasyon yetkilisine, resmi bir Hakem Komitesi Başkanı’na Şeref Tribünü’nün ortasında ana avrat sövemez...

Beşiktaş canı ne kadar yanarsa yansın, asil duruşun adıdır...

Beşiktaş üzerinde ne oyunlar oynanırsa oynansın, vakur bir tavrın, başkaldırırken mağrur bakan bir duruşun, muhatabında bile saygı uyandıracak bir dikilişin sembolüdür...

Beşiktaş asildir...

Simsiyah karakartal, o asaletin, o mağrur duruşun, o yırtıcılığın, o gücün, o estetiğin özgür uçan sembolüdür...

Beşiktaş’ın Başkanı, Şeref Tribünü’nde muhataplarına küfür etmez.

Kavga etmez, olay çıkarmaz...

Asil durur, asil yürür, asil oturur, asil kalkar, sakinliğinin asaletinden güç alır...
Bir Beşiktaşlı için en büyük onur Beşiktaşlı olmaktır...

Yönetim kurulları, Başkanlıklar hepsi gelip geçicidir...

Aslolan Beşiktaşlı olmak, Beşiktaşlı durmak, kartal gibi mağrur, asil, onun gibi göklere, yeşil sahalara yırtıcılık, azim, güç ve pençenle hâkim olmaktır...

Beşiktaş Başkanı, Beşiktaşlı gibi davranır...

Beşiktaşlı olmak ayrıcalıktır...

Beşiktaş’ın Başkanı bu ayrıcalığın en tepe koltuğunda oturmaktadır...

Vakur, mağrur, asil, fair bir sportmen olmalıdır...

Bu kulüp, Atatürk Anadolu’ya direnişe gittiğinde, annesini emanet olarak bıraktığı kulüptür...

Bu kulübün yöneticileri Zübeyde Hanım’ı Akaretler’deki evinde Ata’nın emaneti olarak yaşatmış, sabrını artırmış, endişelerini gidermiş, Mustafa’sından ayrı geçen yıllarda Zübeyde Hanım’a her saniye sahip çıkmıştır...

Zübeyde Hanım, Mustafa’sını yeniden gördüğünde “Sağol evlat, senin kulübünün çocukları bir anne gibi baktılar bana... Gözünü arkada bırakmadılar... Çok müteşekkirim onlara...” demiştir...

Umuyorum ve Tanrı’dan bütün kalbimle dilliyorum ki Vatan Gazetesi’ndeki “Beşiktaş Başkanı MHK Başkanı’nın annesine küfür etti...” haberi yalandır, yanlıştır...

Atatürk’ün annesini emanet ettiği Akaratler’deki o kulübün Başkanı’ndan “Analara yönelik küfrün gelmesi” zinhar mümkün değildir...

Zaten eğer mümkünse, o Beşiktaş Beşiktaş değildir!..

OĞUZ SARVAN VE CÜNEYT ÇAKIR ŞİMDİ BIRAKIN!..

Bir tek şey soracağım... Cüneyt Çakır sana... O yalan yanlış, o abartılı, o futbolcu karşısında kişisel gücünü (komplekesini dememek için gücünü diyorum), göstermek için, kuralı kötüye kullanarak verdiğin kırmızı kartı bir derbide ev sahibi takımın futbolcusuna gösterebilir midin?.

Yani aynı durum Ali Sami Yen’de Galatasaray’lı futbolcunun başına gelse, sana insan gibi , sakin ve centilmence “Bana bir defada kartı gösterdin... Onlar kaç kez yaptılar?” diyen ve kolunu dostça tutan bir futbolcuya kırmızı kartı bu kadar kolay gösterir miydin?..

Bakınız Oğuz Sarvan ve Cüney Çakır Beyfendiler

Futbolun kuralları maçı doğru düzgün oynatmak, gerilimi azaltmak, futbolcunun futbolcuyu sakatlamasını engellemek, için vardır...

Futbolun kuralları, diktatör gibi insan biçmek, kafana göre kart göstermek, “Ben Allah’ım siz bir hiçsiniz” diye buyurmak, oyunu bozmak, emeği çalmak, maçın içine etmek için yapılmadı...

Aklı başında hiç kimse Delgado denilen çocuğun, o pozisyonda olay çıkartmak, gerilim yaratmak, pislik yapmak, hakem otoritesini sarsmak, rakibini sakatlamak, zaman çalmak ya da futbolu ihlal eden herhangi bir kuralsızlık yapmak amacında olduğunu söyleyemez...

Bir konuşmaya, arkasından kırmızı geleceğini bile bile bu kadar rahat kart gösterip, kişiliğini göstermeye niyetliysen, bunu herkesin gözünün üzerinde olduğu bir derbide yapmaya çekinmiyorsan, sana sadece “Allah” derim, bu senrin yanına gelmez sana mutlaka çektirir...

Bak Cüneyt Çakır, Cem Papila da senin gibi bir adamdı...

Birileri o günlerde “Yürü ya kulum” dedi, en genç FIFA oldu, liglerde maçlardan maç beğenmez oldu...

“Aslan hakem, otoriter ve dürüst düdük” gibi kelamlarla gaz verildi... Tanrı ilahi adeletini bir süre sonra gösterdi...

Kendisi bugün halen bir kanalda bir şeyler söylemeye çalışıyor...

Birilerinin “Yürü ya kulum” dediği o pırıltılı günlerinden sonra, maskesi düştü, birinci ligde maç verilmez oldu...

Beş kırmızı kartı gösterirken gösterdiği muhteşem! cesaret, anasına küfreden bir başka futbolcuya karşı sessizliğe büründü...

Merkez Hakem Komitesi Başkanı olabilmek için bir zamanlar 5 kırmızı kart gösterip altüst ettiği kulübün yönetcilerinin kapısını aşındırdı...

“Vallahi ben Beşiktaş’lıyım” diye ipe sapa gelmez, yalan yanlış itiraflar! yaptı...

Olmadı MHK Başkan’lığını rüyasında görmedi...


Bakalım bu hak yeme, alın terini gözetmeme, sana hiçbir şey söylemeyen, maçı gerilime düşürmeyen bir adamı derbinin ortasında tıpış tıpış gönderme sana nasıl dönecek Cüneyt Çakır?..

Umarım Tanrı’nın o şaşmaz adaleti seni de bulacak...

Sana gelince Mr. Oğuz Sarvan!..

Bakalım Cüneyt Çakır’a ne zaman nerede ne maçı verilecek?..

Arkadaşın kişisel kariyeri bu müthiş! maç yönetiminden nasıl etkilenecek?..

Bekliyorum Oğuz Sarvan...

Ve tabii sevgili dostum Mahmut Özgener Başkan!..